II. Ulusal Eğitim Programları ve Öğretim Kongresi, Bolu, Türkiye, 27 - 29 Eylül 2012, ss.327-328, (Özet Bildiri)
Bilim tarihi disiplini; bilimin ne anlama geldiği, kökeni, gelişimi, bilime katkı yapan kişilerin hayatı, bilimin iktisadî, siyasi, dini ve toplumsal bağlamla ilişkisi, bilimsel ürünlerin farklı kültürler arasında transferi gibi konuları incelemektedir (Fazlıoğlu, 2004). Bu disiplin hem bilimdeki ilerlemenin bütünsel bir bakış açısıyla değerlendirilebilmesi konusunda hem de bireylerin bilime olan güvenlerini, inançlarını ve sevgilerini geliştirebilmesi anlamında önem taşımaktadır (Ortaş, 2005).
Bilim tarihi insanoğlunun entelektüel boyutta gerçekleştirdiği bir serüven olması itibariyle bu süreçte gelinen son noktanın ne olduğunun anlaşılması gerekmektedir. Bu eylemin yapılamaması, tarihteki parlak başarıları ve dönemlere damgasını vuran atılımları anlamlandırmayı güçleştirir (Topdemir ve Unat, 2008). Bilim tarihini öğrenen kimseler, bilimin her an gelişen, ilerleyen, canlı bir yapıya sahip olduğunu görürler; böylece insanların yaşam etkinlikleriyle sıkı bir alışveriş içinde bulunan bilimlerin yapısı ve işleyişini tanımış olurlar. Bilimin iç ve dış dinamizmini, özelliklerini anlayan kimsenin ise çevresinde olup bitenleri sorgulayabilmesi, öğrendiği bilgilere eleştirel bir bakış açısıyla yaklaşabilmesi ve hatta kendisinin de bir takım buluşlar yapabileceğini hayal etmesi için ortam hazırlanmış demektir (Bozkurt, 2004). Öğrencinin, bilimsel gelişmenin nasıl meydana geldiği, bunların nasıl günümüze kadar getirildiğine ilişkin herhangi bir görüşü yoktur. Dolayısıyla bilimin tarihçesi hakkında derli toplu ve sistemli bir sunum, onların modern bilimin temelini öğrenmesini ve böylece modern bilim hakkında edindiği bilgilerini daha iyi temellendirmesini, onları mantıksal bir zihni süreç içinde değerlendirmesini ya da değerlendirmeye çalışmasını sağlayacaktır (Kahya, 1993: 29).
Bozkurt (2004), öğrencilerin bilimin herkes tarafından yapılabilecek bir etkinlik olduğunu kavrayabilmeleri için kendi kültürümüzde yetişen bilim insanlarının katkılarından bahsedilmesi gerekliliği üzerinde durmaktadır. Bu bağlamda bir ulus olarak bilim dünyasına yapılan katkının ortaya çıkarılması, bilimi çocuklara sevdirmeye çalışan bir toplum için önem arz etmektedir. Bu noktada bilimsel eylemleri, sadece belli bir millet ve devamında tek bir kişiyle temsil durumu bireyin zihnine bir imge olarak yerleşmekte ve bu durum pek çok çalışmada ortaya çıkmaktadır (Korkmaz ve Kavak, 2010, Demirbaş, 2009; Oğuz Ünver, 2010). Ünlü bilim tarihçimiz Fuat Sezgin bir çalışmasında, batıda uzun bir dönem boyunca yoğun biçimde işlenen tek yönlü bilim anlayışının, Avrupa sınırlarını aşarak diğer coğrafyalara hatta İslam dünyasında dahi etkisini göstermesi karşısında eğitim program ve ders materyallerinde yeterince değinilmediği noktasında eleştirilerde bulunmaktadır (2007).
Bayraktar (2007), günümüz gençliğine verilecek en güzel hediyelerden birinin benliğimizin ve medeniyetlerimizin bir parçası olan bilim ve teknoloji sahasında geçmişteki başarıları hatırlatmak olduğunu ifade etmektedir.
Sezgin ve Bayraktar’ın önemli olan bu eleştirileri sonrasında 2010-2011 yıllarında yeniden yapılandırılan Ortaöğretim Matematik ve Fen Dersleri Programlarında mevcut durumun ne olduğu ortaya çıkarılarak, Türkiye’de kamuoyu oluşturulması anlamında önemli bir adım olacağı düşünülmektedir. Bu doğrultuda, Ortaöğretim Matematik, Geometri, Fizik, Kimya ve Biyoloji Dersleri Öğretim Programlarında genel olarak bilim insanlarına nasıl yer verilmiş ve Türk-İslam Bilginlerinin dağılım ve oranlarının mevcut durumu belirlenmeye çalışılmıştır. Bu bilgiler ışığında hazırlanan çalışmada ortaöğretim fen ve matematik alanlarında yapılandırılmış olan öğretim programlarında Türk–İslam bilginlerine yer verilme durumlarını değerlendirmek amaçlanmıştır.
Betimsel olan bu çalışma, nitel araştırma geleneği içerisinde yer alan “doküman inceleme” yöntemi ile analiz edilmiştir. Doküman analizi Krippendorff ’ un tanımladığı gibi metinlerden geçerli ve güvenilir çıkarımlar yapmak için kullanılan bir araştırma yöntemi (Krippendorff , 2004) olmasının yanı sıra doküman analizi ile araştırılması hedefl enen olgu veya olgular hakkında bilgi içeren yazılı materyallerin analizini de yapmak mümkündür (Yıldırım ve Şimşek, 2003). Çalışmada, MEB tarafından hazırlanan 9, 10, 11 ve 12. sınıfl ar Ortaöğretim Matematik, Fizik, Kimya ve Biyoloji Dersleri Öğretim Programları betimsel analiz ile değerlendirilmiştir. Programlarda yer alan konularda, bu disiplinlere katkı sağlamış olan bilim insanlarının kimler olduğuna ve bu bilim insanlarına nasıl yer verildiğine bakılmıştır. Yer verilen bilim insanlarının ne kadarının Türk-İslam Bilginlerinden olduğu tespit edilmiş ve değerlendirmeler yapılmıştır. Çalışma sonuçlarına göre, programlarda yer alan kazanımlarda farklı kültürde yetişen bilim insanlarından bahsedildiği görülmüştür. Matematik Dersi Programında, 9. Sınıfta 3, 10. Sınıfta 4, 11. Sınıfta 4, 12 sınıfta 4 olmak üzere toplamda 15 bilim insanına değinildiği fakat bunlardan sadece 2’sinin Türk- İslam Bilgini olduğu görülmüştür. Geometri Dersi Programında ise 10 sınıfta 3, 11. Sınıfta 3 olmak üzere toplamda 9 bilim insanına değinildiği bunlardan 5’inin Türk-İslam Bilgini olduğu tespit edilmiştir. Biyoloji Dersi Programın 9, 10 ve 11. Sınıfl arda toplamda 3 farklı bilim insanından bahsedilmiş bunlardan 1’inin Türk-İslam Bilgini olduğu tespit edilmiştir. Kimya Dersi Programında ise sadece 9. Sınıfl arda 6 bilim insanından bahsedilmiştir. 10, 11 ve 12. Sınıfl arda konu ile ilgili herhangi bir kazanıma rastlanmamıştır. Diğer programlardan farklı olarak Kimya Dersi 9. Sınıf programında doğrudan Türk-İslam Bilginlerinin bilime katkıları ile ilgili genel bir kazanım verilmiştir. Fizik Dersi Programında ise 9, 10, 11 ve 12. Sınıfl arda toplamda 46 bilim insanından bahsedilmiş fakat herhangi bir Türk- İslam Bilgininden bahsedilmemiştir. Analiz sonuçlarına göre çalışmadan çıkarılacak genel sonuç, fen ve matematik alanlarında yapılandırılmış olan programlarda Türk-İslam Bilginlerine yeterince değinilmediği, bilime olan katkılarına vurgu yapılmadığı, hatta bazı programlarda konu ile ilgili kazanımların olmadığı yönündedir. İncelenen programlar içerisinde yer alan kazanımlarda, bilimin farklı kültürlerden ve milletlerden olan bilim insanlarının çaba ve emeklerine vurgu yapılsa da bilimsel birikime katkı noktasında Türk–İslam Bilginlerinin payı düşünüldüğünde programlarda bazı düzenlemelerin yapılması gerekliliği ortaya çıkmaktadır.
Anahtar Kelimeler: Bilim Tarihi, Öğretim Programları, Türk-İslam Bilginleri