METASTATİK MESANE KİTLESİNDE NADİR GÖRÜLEN BİR ORİJİN; PRİMER MEME KANSERİNİN MESANEYE METASTAZI


Sarıkaya A. E., Şen V., Sevgi B., Tuna E. B., Bozkurt O.

16. Üroonkoloji Kongresi, Antalya, Türkiye, 8 - 12 Kasım 2023, ss.1

  • Yayın Türü: Bildiri / Tam Metin Bildiri
  • Basıldığı Şehir: Antalya
  • Basıldığı Ülke: Türkiye
  • Sayfa Sayıları: ss.1
  • Dokuz Eylül Üniversitesi Adresli: Evet

Özet

OLGU SUNUMU

Primeri bilinmeyen metastatik mide andiferansiye karsinomu nedeniyle tetkik edilen 66 yaş kadın hasta, yapılan FDG-PET görüntülemesinde kemik, mide, ve memede FDG tutulumunun yanı sıra mesane sağ lateral duvarda artmış FDG tutulumunun eşlik ettiği kalınlık artışı ve sağ hidroüreteronefroz varlığı nedeniyle tarafımıza yönlendirildi. Öykü ve fizik muayenesinde hematüri, dizüri semptomları olmayan hastanın iki yıldır devam eden urgency, hesitancy, mikst tip inkontinans ve yeni başlayan sağ yan ağrısı şikayeti mevcuttu. İdrar incelemesinde mikroskopik hematüri gözlenmedi ancak mikroskopik proteinüri mevcuttu. Yapılan sistoskopisinde mesane sağ lateral duvarda üreter orifisini içine alan alanda dıştan bası ile uyumlu görünüm ve papiller olmayan ödematöz değişiklikler gözlendi. Tanımlanan alana transüretral rezeksiyon yapıldı ve hastaya sağ üreteral stent takıldı. Patoloji sonucu primer meme tümörü metastazı ile uyumlu andiferansiye adenokarsinom (GCDFP ile diffüz boyanma PR ile fokal boyanma, %95 üzerinde ER ile (+++ ) boyanma) olarak sonuçlandı. Yapılan fizik muayenesinde sol memede 4 cm çapında kitlesel lezyon saptanan hastanın meme MR görüntülemesinde BI-RADS 5 lezyon saptanması üzerine hastaya tru-cut biyopsi yapıldı. Biyopsi patolojisi derece 2 invaziv lobüler karsinom olarak sonuçlandı.  Hastaya doksorubisin, 5 floro-urasil ve siklofosfamid kemoterapisi başlandı. Hastanın üreteral kateteri çıkartıldı ve hastanın takip ve tedavisi devam ediyor.

TARTIŞMA

Meme kanseri kadınlarda en yüksek insidans (2.2 milyon/yıl) ve mortalite (yaklaşık 700 bin / yıl) hızına sahip kanserdir (1). Meme kanseri en sık metastazını akciğer, karaciğer ve kemiklere yapar ancak diğer birçok organ metastazı da bildirilmiştir (2). Başvuru anında meme kanserinin %3-10 kadarı metastatiktir. Ancak mesane metastazı son derece nadir görülen bir durum olup literatürde otopsi verileri dahil 65 vaka bildirilmiştir (3,4). Mesane metastazı genellikle tek metastaz alanı değildir ancak soliter mesane metastazı bildirilen vakalar da mevcuttur (5). Mesane metastazının soliter metastatik odak olmadığı durumlarda beklenen sağkalım 1 ay ile 2 yıl arasındadır (4). Olgumuzda olduğu gibi tanı anında mesane metastazı mevcut olabileceği gibi primer kansere yönelik tedaviden 30 yıl sonra mesaneye metastaz bildirilmiştir (3). Memenin mesaneye metastazı durumunda en sık gözlenen semptom hematüridir, bunun yanında stress veya urge inkontinans, frequency, noktüri ve yan ağrısı da görülebilir (4). Ancak semptom başlangıcı için genellikle metastatik lezyonun mukozal yüzeyi aşmış olması gerekmektedir ve bu durum metastazın geç bulgu vermesine yol açar (4).

Memede en sık invaziv duktal adenokarsinom görülse de mesane metastazını daha sık invaziv lobüler adenokarsinom yapar (3). Son derece nadir görülen bir durum olduğu için akla gelmediği takdirde patolojik olarak mesanenin primer adenokarsinomundan ayrımı güçtür. Hormon pozitifliği ayırıcı tanıda değerlidir ve ER, PR, GATA-3 and GCDFP-15’den oluşan bir panelin boyamada kullanılması ayırıcı tanıda yardımcı olacaktır (6).

SONUÇ

Memenin mesaneye metastazı son derece nadir görülen bir durumdur. Hematüri, işeme semptomları ve obstrüksiyona sekonder yan ağrısı ile kendisini gösterebilir. Patolojik örneğinin detaylı incelenmesi tanının konulması için önemlidir.