XI. Ulusal Fen Bilimleri ve Matematik Eğitimi Kongresi, Adana, Türkiye, 11 - 14 Eylül 2014, ss.610, (Özet Bildiri)
Dünya nüfusundaki hızlı artış, küresel ısınma ve ekilebilir
alanların azalması gibi sorunlar, yeni teknolojiler geliştirip biyolojik
sistemlerden yararlanma gibi zorunlulukları ortaya çıkararak,genetik
mühendisliği ve biyoteknoloji gibi farklı teknolojilerin gelişimine kaynaklık
etmiştir. 21. Yüzyıl ve devamında insanoğlunun refahı için önemli katkı
sağlaması beklenen bu bilim dalları genel anlamda özel kullanıma yönelik ürün
ve işlemleri dönüştürmek suretiyle biyolojik sistem ve canlı organizmaları
kullanmaktadır (Keskinci Samancı, 2009). Bu kullanımda, gerek sağlık sektörü
gerekse tarım alanlarında olsun problem çözümü için ―gen odaklı‖ çalışmaların yapıldığı gözlemlenmektedir. Gen teknolojisi
odaklı çalışmalar, sağlık sektöründe ilaç ve aşı geliştirmeden, antibiyotik-hormon üretimine, tarım ve hayvancılık sektöründe gen transferleri ile çeşitli hastalık ve olumsuz çevre şartlarına dirençli soya
fasulyesi, patates ve domates üretimine kadar
geniş bir alanda çeşitlenmektedir (Devlet Planlama Teşkilatı (DPT), 2000; Serin, Canan ve Alper, 2006).Alanda yapılan çalışmaların
biyolojik ve doğal yaşam ile iç içe olması, hem toplumda hem de bilim
dünyasında şüpheci bir bakış açısıyla incelenerek odağında etik olgusunun
olduğu bir çok tartışmaya ortam hazırlamıştır (Keskin Samancı, 2009; Serin ve
diğer., 2006). 20. ve 21 yüzyılda biyoteknoloji gibi alanlarda yaşanan gelişmelerin
ve uygulamaların, kültürel, ahlaki ve yasal gibi sosyal anlamda eğitimin her
kademesinde bireyleri bilgilendirmeyi, bilinçlendirmeyi ve farkındalık
kazandıracağı farklı bir öğretim yaklaşımı olan Biyoetik eğitimi ile ele alınıp
öğretilmesi gerekliliği konusunda araştırmacılar ortak bir paydada birleşmişleridir
(Aikenhead ve Ryan, 1992; Booth ve Garrett, 2004; Dawson, 1999; Harding ve
Hare, 2000; Keskin Samancı, 2009; Yager ve Tamir, 1993). Biyoetik öğretiminin
derslerde verimli bir şekilde ele alınması için öğretmen alan bilgisi,
derslerde kullanılan materyaller, ölçme ve değerlendirme uygulamalarının yanı
sıra özellikle öğretmen ve öğrencilerin göstermiş oldukları tutumlar ve sahip
oldukları değer olguları önemli bir faktör olarak karşımıza çıkmaktadır.
Gelecekte, biyoteknoloji uygulamaları ile karşı karşıya kalabilecek durumda
olan günümüz eğitimcilerinin önemli ve etik karar verme sürecinde biyoetik
konularına karşı görüşleri önem arz etmektedir (Bakar, 2010). Bu noktada,
yapılan çalışmada fen bilgisi öğretmen adaylarının biyoetik konularınayönelik
görüşlerinin(değer olgularının) belirlenmesi amaçlanmıştır. Araştırma 2013-2014
bahar döneminde Abant İzzet Baysal Üniversitesi Eğitim Fakültesine 1. ve 4.
sınıflarda öğrenim görmekte olan 88 Fen Bilgisi öğretmen adayları ile gerçekleştirilmiştir.Keskin
Samancı‘nın (2009) geliştirmiş olduğu ―Biyoetik Değer Envanteri‖nin kullanıldığı çalışmada, veriler için yüzde-frekans değerleri
hesaplanarak senaryolar karşısında öğrencinin sahip olduğu görüşler incelenmiştir.
Keskin Samancı‘nın
belirlemiş olduğu 9
kategori ile senaryolara verilen cevaplar sınırlandırılmıştır.Envanter içerisinde
mevcut bulunan görüş
ifadeleri dışında düşüncelerini ifade eden öğrenci verilerinde ise içerik
analizi yapılarak yorumlanmıştır. ―Bilim insanları, gerektiğinde hayvanlar
üzerinde deneyler yapmaktadırlar. Kanser veilaç geliştirme çalışmaları ya da
kozmetik ürünlerin geliştirilmesi, bu deneylerinamaçlarına örnek olarak
verilebilir.Bilim insanlarının hayvanlar üzerinde deney yapma hakkına sahip
olduğunudüşünüyor musunuz, neden? sorusuna 1.sınıflar en çok yararcı yaklaşım (%f=%29,73) derken 4. sınıflar en çok bilim ve teknoloji temelli yaklaşımı
(%f=%48,28) tercih etmişlerdir. Bu sonuç 1. sınıf öğrencilerin etik problemler
hakkında karar vermede yarar/zarar hesabı yaparak kendileri için azami yararın
elde edilmesinin önemli olduğunu gösterir. Aynı soruya 4. sınıf öğrencilerin
etik problemler hakkında karar vermede bilimsel ilerlemeyi ön planda tuttuğunu
gösterir. Bu durum öğrencilerin sınıflar ilerledikçe daha bilimsel bir bakış
açısına sahip oldukları ile açıklanabilir. 1. Senaryo için cinsiyet farkına
bakıldığında; 1. sınıftaki öğretmen adayı kızların da yararcı yaklaşımı en çok
tercih ettikleri tespit edilmiş fakat 1. sınıf öğretmen adayı erkek
öğrencilerin eşit sayıda hem yararcı yaklaşımı (%30), hem de bilim ve teknoloji
temelli yaklaşımı (%30) tercih ettikleri tespit edilmiştir. Bu sonuç da erkek
öğrencilerin teknoloji ile daha çok iç içe yaşadıkları ve teknolojiyi daha ön
planda tuttukları ile açıklanabilir. 4. sınıf öğretmen adayı kız ve erkek
öğrencilerin en çok bilim ve teknoloji temelli yaklaşımı (%48-%44) tercih
etmesi ilerleyen sınıflarda bilim ve teknolojinin kendileri için daha önemli
olduğunu düşündükleri ile açıklanabilir.