DÜZ SIRT SENDROMUNA BAĞLI TRAKEAL KOMPRESYONUN KISMİ MANUBRİUM STERNİ REZEKSİYONU İLE BAŞARILI TEDAVİSİ


Karcı E., Mutlu F., Karaçam V.

13. Ulusal Göğüs Cerrahisi Kongresi, Muğla, Türkiye, 16 - 19 Ekim 2025, ss.368-369, (Özet Bildiri)

  • Yayın Türü: Bildiri / Özet Bildiri
  • Basıldığı Şehir: Muğla
  • Basıldığı Ülke: Türkiye
  • Sayfa Sayıları: ss.368-369
  • Dokuz Eylül Üniversitesi Adresli: Evet

Özet

Giriş: Düz sırt sendromu (DSS), torakal vertebraların dorsal eğriliğinin kaybolması ve manubrium ile torakal vertebra arasındaki mesafenin azalmasıyla karakterize nadir bir durumdur. Bu anatomik değişiklikler, kalp ve büyük damarların kompresyonuna bağlı kardiyak semptomlara (kardiyak üfürümler, mitral kapak yetmezliği, pulmoner hipertansiyon gibi) veya trakeal kompresyona bağlı solunum problemlerine yol açabilir. DSS’ye bağlı trakeal kompresyon, hastaların yaşam kalitesini ciddi şekilde etkileyebilir. Erken tanı ve uygun tedavi, trakeal kompresyonun neden olduğu solunumsal semptomların giderilmesinde ve komplikasyonların önlenmesinde kritik öneme sahiptir. Biz de DSS’ye bağlı trakeal kompresyon nedeniyle solunum sıkıntısı gelişen ve minimal invaziv yöntemle parsiyel manubrium rezeksiyonu uyguladığımız bir olguyu sunmayı amaçlıyoruz. Olgu: 18 yaşında kadın hasta, son 2 yıldır giderek artan efor dispnesi şikayetiyle başvurdu. Anamnezinde bilinen komorbid hastalık bulunmamaktaydı.Fizik muayenesinde belirgin bir deformite saptanmadı.Toraks BT’de sol brakiyosefalik arter çıkımı sonrasında manubrium trakeaya anteriordan bası yapmakta ve trakea ön-arka çapını daraltmaktaydı. Trakea ön-arka çapının en dar yeri 10 mm olarak ölçüldü (normali 16-20 mm). Manubrium posterior korteksi ile vertebra korpusu anterioru arasındaki mesafe 26 mm olarak saptandı. Olguya supin pozisyonda, insisura jugularisten başlayarak manubrium üzerine 3 cm’lik kesi yapıldı. Manubriumun trakeaya bası yapan kısmı V-şeklinde kama rezeksiyonu ile çıkartıldı. Trakeal bası azaltıldı ve defekt, titanyum plak ile desteklendi ve operasyon sonlandırıldı. Tartışma: DSS nedeniyle görülen trakeal kompresyonda asıl amacımız kompresyonu ortadan kaldırarak yeterli alan açmaktır. Bu hastalarda üst mediastende yeterli alan elde etmek için manibrum arkasının rezeksiyonu, sternoplasti, ilişkili pektus ekskavatumun düzeltilmesi, kompresyon yapan ana damarların yer değiştirilmesi ve rekonstrüksiyonu yapılabilmektedir. Bizim olgumuzda da manibrum arkası ile vertebra arası mesafenin azalmasına (26 mm) bağlı trakeal kompresyon mevcuttu. Manubrium transvers çapının normalden geniş olması, göğüs duvarı bütünlüğünü bozmadan ve sternoklaviküler eklemleri etkilemeden, daha az invaziv bir yöntemle semptomların tedavi edilebileceğini göstermiştir. Bu nedenle, manubrium V şeklinde kama rezeksiyonu uygulanmıştır. Operasyon sonrası trakeal kompresyon başarılı bir şekilde giderilmiştir. Olgunun 6 ay sonraki kontrol tomografisinde manibrum posterioru ile vertebra anterioru arasındaki mesafenin 46-47 mm’ye, trakea ön-arka çapının ise 15,2 mm’ye kadar çıktığı görülmüştür.

Sonuç: Toraks ön-arka çapı azalmış ve transvers çapı artmış olan hastalarda, efor dispnesi gibi solunumsal semptomların değerlendirilmesinde trakeal kompresyon mutlaka göz önünde bulundurulmalıdır. Erken tanı ve uygun cerrahi sonrası hastaların solunum fonksiyonlarında belirgin bir iyileşme gözlenmekte ve yaşam kaliteleri artmaktadır. Anahtar kelimeler: Düz sırt sendromu, Trakeal stenoz, Dispne