21. Türkiye Jeofizik Kongre ve Sergisi, Ankara, Türkiye, 16 - 18 Ekim 2024, ss.1-2
Depremlerin önceden tahmin edilmesi, günümüz yer bilimlerinde sıkça
araştırılan bir konudur Depremler öncesinde doğada meydana gelen çeşitli
fiziksel parametre değişikliklerinin incelenmesi yoluyla gerçekleştirilen bu
tahmin yöntemlerinin hiçbiri bugüne kadar yüksek başarı elde edememiştir. Bu
çalışmanın amacı ise depremleri önceden tahmin etmekten ziyade, depremlerin
yaşam üzerindeki etkilerini en aza indirmeye yönelik depreme dayanıklı yapı
tasarımlarının geliştirilmesine katkı sağlamaktır. Bu doğrultuda, jeofizik,
jeoloji ve inşaat mühendisliği gibi farklı disiplinlerin bu konuda yürüttüğü çalışmaların
entegre yorumlarıyla günümüz uygulamalarının geliştirilmesi hedeflenmiştir. Depreme
dayanıklı yapıların tasarımında, yapı üzerinde etkili olacak yatay kuvvetlerin
gerçeğe en yakın şekilde hesaplanması, bu yapıların doğru bir şekilde
tasarlanmasında kritik bir öneme sahiptir. Bu kapsamda yüzlek vermiş ana kaya
üzerinde kaydedilen bir deprem verisinin özelliklerini koruyarak, hesaplama
yapılacak alanlar altına taşınması ve yerel zemin koşullarının bu dalgalar
üzerindeki etkisinin hesaplanması esastır. Bu çalışma kapsamında 2020 Samos
depremi sonucunda üzerinde bulunan yapılarda ciddi hasar oluşan Bornova Ovası
özelinde gerçekçi bir deprem senaryosunun multidisipliner bir yaklaşımla
oluşturulması hedeflenmiştir. Bornova Ovası’nın 250 m örnekleme aralıklı
fiziksel parametrelere bağlı (yoğunluk ve S-Dalga hızı) 3B bir modeli
mikrogravite ve geliştirilmiş uzaysal öz ilişki (GUÖY) yöntemleri kullanılarak
oluşturulmuştur. Oluşturulan bu model ve sentetik sismogram hesaplamaları ile her
bir nokta için ayrı ayrı gerçekleştirilen eşdeğer statik deprem yükü analizleri
sonucunda zemin yüzeyine taşınarak aynı örnekleme aralığında bir pik yatay ivme
dağılımı elde edilmiştir.