9. Ulusal Göğüs Cerrahisi Kongresi, Antalya, Turkey, 4 - 07 May 2017, pp.512-513
Amaç: Toraks travmalarından meydana gelen ölümler acil servise başvuran travma hastalarının %25’ini oluşturmaktadır. Künt toraks travmalarında da %35–40 oranında kosta fraktürü görülmektedir. Bu çalışmada amaç, devlet hastanesi pratiğinde çok sık karşılaştığımız kosta fraktürlerinde yatış gerektiren hastalardaki tedavi yaklaşımlarının ve yaklaşımların iyileşme
dönemine olan etkilerini tartışmaktır.
Gereç-yöntem: Nisan 2013-Haziran 2014 arasında künt göğüs travması nedeniyle acil
servise başvuran ve kosta fraktürü saptanarak göğüs cerrahisi servisine yatırılan 57 hasta, eşlik
eden hemotoraks ve pnömotoraks varlığı, cerrahi yöntemle kosta fiksasyonu yapılma oranları, taburculuk süreleri ve taburculuk sonrası cerrahi fiksasyon yapılanlarla yapılmayanlar
arasındaki ağrı düzeyleri açısından retrospektif olarak değerlendirildi.
Bulgular:Kosta fraktürleri saptanan 57 (43 erkek, 14 kadın) hastanın 36 sı (%63,1) acil
servise düşme nedeniyle, 21 i (%36,8) ise trafik kazası (araç içi veya araç dışı) nedeniyle
başvurmuştur. Hastaların hepsinde görüntüleme yöntemi olarak bilgisayarlı toraks tomografisi kullanılmıştır. 27 (%47,3) hastada izole kosta fraktürleri izlenmiş olup, kalan 30 (%52,6)
hastanın ise 5 ‘ine (%16,6) hemotoraksın, 15’ine (%50) pnömotoraksın ve 10’una (%33,3)
her ikisinin de eşlik ettiği görülmüştür. 2 hastada da ek olarak pnömomediastinum saptanmıştır. Künt travmalı 57 hastanın %33,3 ‘üne tüp torakostomi uygulanmış olup bunun %47,3’ü
pnömotoraks, %15,7 ‘si hemotoraks, %36,8 ‘i hemopnömotoraks nedeniyle yapılmıştır.
15 hastaya (%26,3) cerrahi kosta fiksasyonu uygulanmıştır. Yöntem olarak anatomik şekilli titanyum fiksasyon plakları ve self drille vidalama yapılan sistem tercih edilmiştir. Cerrahi fiksasyon uygulanan hastalardan %46,6’sına yalnızca interkostal blokaj ve opioidlere
yanıt vermeyen şiddetli ağrı olması sebebiyle fiksasyon yapılırken, fiksasyon uygulananların
%53,3’ünde ağrı ile beraber hemopnömotoraks varlığı da mevcut idi.
Taburculuk süreleri karşılaştırıldığında ortalama 5,28 gün olan hastanede yatış süresi,
hemopnömotoraks eşlik edenlerde ortalama 7,2 gün olarak görülmüştür. Cerrahi fiksasyon
yapılanlarda ortalama taburculuk süresi 8,26 gün olarak bulunmuştur. Taburculuk sonrası
izlemde ise ağrı kesiciye olan gereksinim düzeyi sorgulanmıştır. Cerrahi fiksasyon yapılmayan
hastalarda %61,9 oranla ağrı kesici kullanımına günde en az bir kez gereksinim duyulmaya
devam edilirken, bu oran cerrahi uygulanan hastalarda %33,3 olarak bulunmuştur.
Sonuç: Toraks travmaları pratikte çok sık karşılaştığımız kosta fraktürlerine yaklaşımda
cerrahi fiksasyon seçeneğini de uygun hastalarda değerlendirmemiz gereklidir. Hastaneye
yatış süresinde belirgin azalmaya yol açmamasına rağmen, taburculuk sonrasında ağrı düzeyinde belirgin farklılık görülmüştür. Hastanın normal hayat kalitesine ulaşmasında ağrının
azaltılması için etkin olacaktır.
Anahtar Kelimeler: künt travma, kosta fraktürleri, cerrahi fiksasyon