JTS, sa.58, ss.1-14, 2022 (Hakemli Dergi)
Eudora Welty’nin sıra dışı öykülerinin, William Faulkner gibi birçok ismi barındıran Güney
ABD edebiyatında tartışılmaz bir yeri vardır ve Faulkner Welty için mühim bir ilham kaynağıdır. Bu
makalede Faulkner’in “Emily İçin bir Gül” (“A Rose for Emily”) (1930) öyküsündeki canavar dişi
imgesi ile Welty’nin “Clytie” (1941) öyküsündeki grotesk kadın kahramanı karşılaştırmalı olarak
analiz edilecektir. Faulkner’ın kanonunda, bakire kız, anne, evde kalmış kız veya Emily Grierson adlı
karakterin durumunda olduğu gibi makber (macabre) grotesk bedeni barındıran stereotipler
yaratmıştır. Yaşadığı kasabada tüm bakışların nesnesi haline gelmiş Emily hakkında, Güneyli kadının
uyması gereken kuralları yok saydığı için çeşitli çarpık yargılar üretilir. Her ne kadar babasının
ölümünden sonra kendi arzuladığı tarzda bir yaşama sahip olabilse dahi, kasabanın bakışları onu
hapseder ve “Öteki” olarak dışlanır. Faulkner’ın Emily’nin grotesk bedenine ve ölümün vücut bulmuş
hali olma durumuna odaklanması onu bir canavar dişiye dönüştürür. Diğer yandan Welty’nin
karakteri Clytie, kısıtlamalar ve aile şiddeti ile dolu hayatında bir kimlik edinmek için çabalar. Kendisine yapılan istismarlar sonucunda edindiği hayvansı özellikleri ile
grotesk bir figüre dönüşmesine neden olan lanetli ailesinden özgürleşmek ve bağımsız olmak için
çabalar Clytie. Fakat arzularını dile getirmekteki başarısızlığı neticesinde kendini suya atarak intihar
etmeyi tercih eder ki toplumsal kısıtlamalardan kurtulup doğaya dönmeyi sağlayan regresif bir
harekettir bu.