International Symposium 'Global Migration Phenomenon', 08 Ekim 2021, ss.161-163
Kapitalizm, yaklaşık olarak 1500’lü yıllarla birlikte
başlayıp gelişen ticari-endüstriyel-finansal
çizgisinde çeşitli değişimler yaşamıştır. Ekonomik krizler, paylaşım savaşları
gibi olumsuzluklar olduğu gibi, ekonomik kurumlar, teknoloji, sosyal
organizasyon ve benzeri alanlarda ilerlemeler görülmüştür. Kapitalizm 1970’lerle
yükselen süreçte ise hem coğrafi olarak yayılmış hem de kapitalist ilkelerin
işlemediği, sosyalliğin ve devletçiliğin yapılandırdığı toplumsal alanlarda
yerleşmiştir. Kapitalist birikim süreci yenilenmiştir. Bu bağlamda küresel kapitalizm kavramı ileri
sürülmüştür.
Küresel kapitalizm çağı da genel olarak kapitalizmin yapısal
sorunlarını taşımaktadır. Eşitsizlik, metalaşma, yabancılaşma, ekonomizm, aşırı
finansallaşma, kültürün araçsallaşması, aşırı bireyselleşme, sosyal devletin
zayıflaması gibi sorunlar sadece yerel ölçekte değil, küresel ölçekte yaşanır
olmuştur. Kapitalizm bu sorunlarla yükselirken ekonomik krizler ve bağlantılı
olarak politik ve sosyo-kültürel krizler belirmiştir.
2008’de ortaya çıkan küresel ekonomik kriz, kapitalizmde bir
çöküş yaratmasa da, ancak düşük düzeyli bir toparlanmayla aşılmıştır. Bu krizin
ardından yükselen, enerji kaynakları ve ulaşım yolları eksenindeki politik
çatışmalar, korumacı ekonomik refleksler, küresel salgının sistemik kapanmayı
gerektirmesi gibi eğilimler, küresel kapitalizmin sorgulanmasına yol
açmaktadır. Dolayısıyla krizleri aşabilme kaygısı doğrultusunda kapitalizmin
geleceği tartışılmaktadır.
Kapitalizmin geleceği tartışmalarının önemli bir boyutu da küresel göçle ilgilidir. Küresel göçün
ekonomik, kültürel ve politik boyutları eş anlı olarak önem kazanmaktadır. Kapitalizmin
kendini yenilemesi bağlamında yeni teknolojiler ve yeni üretim ve çalışma
organizasyonları göçün ekonomik yönünü belli bir süreklilikle işletirken, göçmenlerin
kültürel ve politik açıdan uyumu ve göçün yönetilmesi oldukça güçtür.
Ekonomik boyutta Endüstri
4.0 ve Çalışma 4.0 eğilimleri
küresel göçü biçimlendiren önemli etkenlerdir. Endüstri 4.0 bağlamındaki yeni
teknolojiler işgücünü ve/veya çalışma sürecini dönüştürmektedir. İşgücü; karşılıklı bağlantılı, dijital ve esnek ekonomik yapıya uyum sağlamak durumundadır ya da işsizlik ve
yoksullukla yüz yüze kalmaktadır. Bütün bu doğrultuda, kapitalizmin geleceği
tartışmaları bağlamında, kapitalist birikim sistemi kendine yeni mekanizmalar
yaratırken, yerel ve küresel düzeyde çalışan sınıfların sosyo-ekonomik desteğe
gereksinimleri artmaktadır. Bu da, kapitalist sistemin sosyallik ve devletçilik
ilkesini daha güçlü şekilde içermesi anlamına gelmektedir. Fakat küresel
sistemin oyuncuları arasındaki rekabetin gölgesinde kapitalizmin bu ilkelere
değer vermesi ne derecede olanaklı olabilecektir?
Bütün bu çerçevede bu çalışmada amaçlanan; kapitalizmin
geleceği tartışmalarının toplumsal boyutlarını ortaya koyarak küresel göçün
adil bir şekilde nasıl yönetilebileceğini değerlendirmektir.
Bu amaç doğrultusunda birinci bölümde kapitalizmin geleceğine
ilişkin öngörüler incelenecek; ikinci bölümde kapitalizmin kendi yeniliklerini
yaratması anlamında Endüstri 4.0 ve Çalışma 4.0 yapısı açıklanacak ve son
bölümde, küresel göçün durumu ve gereklilikleri değerlendirilecektir.
Capitalism changed
in its commercial-industrial-financial pathway as from 1500s. There were some problems
such as economic crises, wars based on political sharing conflicts, and so on,
and there were some improvements on some fields such as economic institutions,
technology, social organizations, and so on. Then as from 1970s, capitalism dispersed
geographically worldwide, on one hand; it settled in some social fields in that
capitalist principles do not process and that are structured by sociality and
statism, on the other hand. The capitalist accumulation process was renovated.
As regards, the concept ‘global
capitalism’ is put forward.
The age of
global capitalism also involves the general structural problems of capitalism. Its
problems, such as inequality, commoditization, alienation, economism, excess
financialization, instrumentalization of culture, excess individualization, weak
welfare state, and so on, are witnessed not only on a local scale, especially on
a global scale. While capitalism processed within these problems, economic
crises occurred along with socio-cultural and political crises.
The global
economic crisis erupting in 2008 did not cause a collapse of capitalism, but it
was overcome on a naive recovery. After this crisis, some tendencies, such as
political conflicts on energy resources and transportation ways, protectionist
economic reflex, a closed system requirement because of the pandemic, and so
forth, cause criticizing global capitalism. So the future of capitalism is discussed
in terms of the intention for overcoming the crises.
One of the
important dimensions of the discourses on the future of capitalism is related
to global immigration. The economic,
cultural and political dimensions of global immigration get significance
simultaneously. While the economic aspect of immigration processes consistently
to some extent because of new technologies and new organizations of production
and working, in terms of renovating of capitalism, it is highly difficult to
provide migrants’ adaptation culturally and politically and to manage
immigration efficiently.
Industry 4.0 and Work 4.0 are significant factors to
shape global immigration in the economic realm. New technologies in the context
of Industry 4.0 transform labour and working process. As regards, it is claimed
that labour should comply with the interconnected,
digital and flexible economic structure or labour would be exposed to
unemployment and poverty. Hence while capitalist accumulation system can create
new mechanisms in the context of the future of capitalism, the working classes
require more socioeconomic support locally and globally. This means that
capitalist system should involve the principles of sociality and statism more
powerfully. But to what extent would capitalism value these principles under
the competitive conditions between the players of the global system?
So this study
aims to evaluate how global immigration would manage in the context of justice,
by describing the societal dimensions of the discourses of the future of
capitalism.
With regard to
this aim, the foresights on the future of capitalism will be examined in first
section; secondly, the structure of Industry 4.0 and Work 4.0 will be explained
in respect of the fact that capitalism renovates itself and finally, the aspects
and requirements of global immigration will be assessed.