Etik Felsefe ve Çevre Etiği


Creative Commons License

Karaman Z. T.

Etik, Gülümden Ürcan, Editör, İde Yönetişim_Yayıncılık, İzmir, ss.43-80, 2012

  • Yayın Türü: Kitapta Bölüm / Mesleki Kitap
  • Basım Tarihi: 2012
  • Yayınevi: İde Yönetişim_Yayıncılık
  • Basıldığı Şehir: İzmir
  • Sayfa Sayıları: ss.43-80
  • Editörler: Gülümden Ürcan, Editör
  • Dokuz Eylül Üniversitesi Adresli: Evet

Özet

Doğal çevrenin hızla kalitesini kaybederek tükenmesine ve yapısının bozulmasına yol açan nedenlerin anlaşılmasına yönelik bilimsel çalışmalar sürerken, insana dayanan etik sorgulamalar da gündeme taşınmıştır. Aslında felsefenin başlangıcını teşkil eden etik sorgulamalarla filozoflar, ilkçağlardan bu yana toplumsal yaşamda insan için en iyi olanı aramıştır. Doğru olduğuna inanılan fikrin yaygınlaşması için eğitim bir araç olarak kullanılmıştır. Bugün doğaya ait sahip olduğumuz bilgileri kullanarak ve tarihi süreç içindeki düşünürlerin öğretilerinden yola çıkarak geçmiş ile çok rahat bağlantı kurabiliriz.
Felsefe deyimi Yunanca “Philosophia” sözcüğünden gelmektedir. Tabiat, matematik ve metafizik ilimleri tek tek felsefeyi oluşturmaktadır. Fizik ve metafizik, deneysel olarak “aklın” kendi başına bırakıldığında neyi bilip neyi bilmediklerini ispatlamaktadır. Bugünün düşünüş temellerinin kaynağı olan ilk ve ortaçağ filozofları, esasen doğaya bakarak sorgulamalarını yapmıştır. İsa’dan önce VI. Yüzyılda eski Yunan uygarlıklarında yaşamış düşünürler, felsefi düşüncenin kaynağı olarak gösterilmektedir. Çünkü aklın yer aldığı mantıksal çıkarsamalar Yunanlı düşünürlerin eserlerinin odağında yer almıştır.

Bununla birlikte “çevresel etik” konusunun felsefenin belirli bir disiplini olarak 1970’li yıllarda geliştiğini söylemek durumundayız. Çevre etiği konusunun önemi ve farkındalığı sağlamada özellikle kimyasal atıkların kamu sağlığı ile yaban hayatına olan ciddi etkilerinin konu alındığı Rachel Carson’un “Silent Spring” adlı 1962 yılında ilk baskısı yapılan kitabı önemli bir kaynak araştırma4 olarak gösterilmektedir. Bu yayınlar kuşkusuz artırılabilir. XX. yüzyılın en büyük şairlerinden olan Paul Valéry’nin(1871–1945) “Bir metnin kesin bir anlamı yoktur”( il n’ya pas de vrai sens d’un texte) görüşünü oluşturan sözcüklerden birisiyle küçük bir oynamayla;

“Bir metin yoksa gerçek yoktur”( il n’ya pas de vrai sans d’un texte) ya da “yazılı bir metni oluşturulmamışsa olgunun bir değeri yoktur” diyerek, doğa dengesinin bozulmasını konu alan çalışmaların önemini vurgulamak gerekir. Bu çalışmalar sayesinde artan oranda doğadan gelen ve doğayı bozan çevre odaklı felaketler hiç kimsenin görmezlikten gelemeyeceği bir boyuta taşınarak kapsamlı ve çok yönlü sorgulamalarda önemli bir işlevsellik yaratmıştır.
İnsanların yaşadıkları dünyayı kirletmeleri halinde dört unsurun (maddenin dört hali toprak, su, hava ve ateş/okültizm) başkaldırmalarıyla karşılaşacakları öngörüsü(Hermetizm) çeşitli tanımlamalarla tarih boyunca ifadelendirilse de, XX. yüzyıl5 biterken elimizde gören gözlere ve düşünebilen zihinlere mesaj verebilecek düzeyde, yeni yeni ortaya çıkan çevre sorunlarını haber verdiği kadar çözümüne de katkı yapabilecek iyi bir literatür bilgisi oluşmuştur. Bu şekilde bir bakıma, doğanın maalesef parça parça bozulmasını gözler önüne seren “doğanın tahrip tarihi” yazılmaktadır.
Bu makalenin içeriğini oluştururken amacım, farklı disiplinlerdeki düşünürlerin çevre konusundaki çalışmalarında yer verdikleri bilgileri alt alta dizmek değildir. Kuşkusuz insanların kulağından çok gözünün farkındalıkta öne çıkması, alan araştırmalarını önemli kılmaktadır. Bilimsel çalışmaların sonuçlarının ortaya çıkardığı bilimsel destek, toplumsal ve idari farkındalığın artmasına çok hizmet etmektedir. Yukarıda da belirtildiği gibi kurumsal-toplumsal sorumluluk taşıyan doğa korumaya yönelik önlemler alınmasını hızlandırmaktadır.
Ancak sorun anlatımına odaklı değil, ekolojik çevre dengesi için felsefi düşünmenin temellerinin içselleştirilmesini bugünlerde daha işlevsel bulduğumu ve bu doğrultuda metnimin içeriğinin oluşturulmasına özen gösterdiğimi okuyucu ile paylaşmak isterim. Günümüze kadar çevresel etik ile ilgili sorgulamalardan doğan sınıflandırma aşağıda genel bir fikir vermesi açısından yer almıştır.

https://genderi.org/etik-ve-cevre-etigi.html