Akademik Veri Yönetim Sistemi
XXX. Uluslararası Katılımlı ULUSAL ALERJİ ve KLİNİK İMMÜNOLOJİ KONGRESİ, Antalya, Türkiye, 27 Kasım - 01 Aralık 2024, ss.141, (Özet Bildiri)
KARŞIT GÖRÜŞ: Komponentlerin Klinik Pratikte Yeri
Alerjen spesifik immünoterapi öncesi çalışılmalı mı?
Doç. Dr. Özge Atay
Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi, Çocuk İmmünolojisi ve Alerji Hastalıkları BD
Moleküler alerji testleri, alerjik reaksiyonlara yol açan belirli proteinleri ve alerjen bileşenlerini
tanımlayarak daha hassas bir alerjen profillemesi sağlamaktadır. Geleneksel yöntemlere kıyasla daha
spesifik sonuçlar sunarak, hastaların alerjen duyarlılıklarını bireysel olarak değerlendirme imkânı
tanımaktadır. En önemli avantajlarından biri, alerjenlerin yapısal komponentlerini ve fonksiyonel
özelliklerini analiz edebilmesidir. Çoklu duyarlılığa sahip alerjik hastalarda, gerçek alerjen
duyarlılıklarının ortaya konulabilmesinde yön gösterici olmalarının yanında, potansiyel olarak şiddetli
alerjik reaksiyon riski taşıyan hastaların daha iyi belirlenebilmesine imkan sağlar.
Alerjen spesifik immünoterapi (AİT), alerjik hastalıkların tedavisinde etkili bir yöntemdir. Bu tedavi,
alerjenlere karşı bağışıklık sisteminin tolerans geliştirmesini sağlayarak alerjik belirtilerin azalmasına,
uzun dönem etkilerle kalıcı iyileşmelere ve alerjik astım kontrolüne yardımcı olur. Ayrıca, ilaç
kullanımını azaltabilir, yaşam kalitesini artırabilir ve anaflaksi riskini düşürebilir. Özellikle alerjen
duyarlılığının erken döneminde uygulandığında, gelecekteki alerji gelişimini önlemeye katkıda
bulunabilir. Böylesine önemli bir tedavi öncesinde; hastanın klinik ile uyumlu duyarlılık durumu,
tedaviye uygunluğu hakkında kapsamlı bir değerlendirme yapılması önemlidir. Özellikle AİT kararı
verilirken, öncesinde moleküler alerji testleri ile alerjenlerin ayrıntılı analizleri, bireysel hasta profiline
uygun hedeflenmiş tedavi stratejilerinin geliştirilmesine olanak tanır.
Sonuç olarak, moleküler alerji testlerinin uygulaması, alerjik hastalıkların bireyselleştirilmiş
yönetiminde önemli bir ilerleme sağlamakta ve hastaların yaşam kalitesini artırmak için daha etkili ve
güvenli bir yaklaşım sunmaktadır. Bu testlerin entegre edilmesi, alerjen spesifik immünoterapinin
etkinliğini artırmakta ve alerjik hastalıkların tedavisinde daha kesin ve hedeflenmiş yollar açmaktadır.