31.Ulusal Patoloji Kongresi, İzmir, Türkiye, 26 - 30 Ekim 2022, ss.478
Giriş: Anastomozlaşan hemanjiom minimal atipi içeren, minimal
invazyon gösteren, endotelyal hücrelerle döşeli, düzensiz anastomoz yapan
sinüzoidal benzeri boşluklardan oluşan nadir görülen neoplastik vasküler bir lezyondur.
Başta böbrek olmak üzere, retroperiton, testis, spermatik kord, over, adrenal,
karaciğer, kolon, mesane, yumuşak doku ve kemiklerde görülebilmektedir. Böbrek
dışında en sık paraspinal yumuşak doku ve kemikleri tutmaktadır. Geniş bir yaş
aralığında (2-85 yaş) görülmekle birlikte benign davranış göstermektedir.
Olgu: 8 yaşında erkek hasta, 3 ay
önce başlayan, daha çok egzersizle belirginleşen bacak ağrıları şikayetiyle
Yeşilyurt Devlet Hastanesi Ortopedi polikliniğine başvurmuştur. MR
görüntülemesinde T11, S1 ve S3 seviyesi vertebralarda neoplastik infiltrasyon
görülmesi üzerine Dokuz Eylül Üniversitesi Pediatrik Onkoloji bölümüne sevk
edilmiştir. Hastanın fizik muayenesinde, üst ve alt ekstremitelerde 3/5 kas
gücü ile nörojenik mesane tespit edilmiştir. Hastaya T12-L1 laminektomi operasyonu
yapılmış ve dura materi iten hipervasküler
görünümde tümör rezeke edilmiştir. Operasyon materyalinin makroskopik
incelemesinde toplam 5,2 cc hacminde parçalı kemik ve yumuşak dokular
izlenmiştir. Mikroskopik incelemesinde ise nükleer atipi içermeyen endotelyal
hücrelerin döşediği, sinüzoidal patern gösteren multipl vasküler lezyonlar ile
fibrin trombüsler dikkati çekmiştir. Bir alanda lezyonun kemiği de invaze
ettiği görülmüştür. Lezyon immmunhistokimyasal olarak CD34, CD31, Faktör 8, ERG,
FLI-1 pozitif boyanmıştır. Ki-67 proliferasyon indeksi %15 olarak belirlenmiştir.
Sonuçta hastaya “Anastomozlaşan Hemanjiom” tanısı verilmiştir.
Sonuç: Anastomozlaşan hemanjiom yalnızca
genitoüriner sistemde değil, çok çeşitli bölgelerde de görülebilen, benign
davranışa sahip, nadir bir tümördür. Ayırıcı tanıda anjiosarkom, kaposi
sarkomu, hemanjioendotelyoma ve zengin vaskülarizasyona sahip olan tümörler yer
almaktadır. Minimal atipi, karakteristik sinüzoidal patern, minimal invazyon ve
immunhistokimyasal özellikler tanıyı koymamızda yardımcı olmaktadır. Sonuçta literatürde
pediatrik yaş gurubunda bildirilen üç vaka bulunmaktadır. Bu yaş grubunda
oldukça seyrek görülmesi nedeniyle ayırıcı tanıda akılda tutulması gereken bir
antite olmalıdır.