10. Ulusal Akciğer Kanseri Kongresi, Aydın, Türkiye, 4 - 07 Mayıs 2023, ss.1, (Özet Bildiri)
GİRİŞ: Timus ön mediastende kalp ve büyük vasküler yapılarla komşuluklu otoimmunitede görevli bir glanddır. Puberteye kadar boyutunda artış olup puberteden sonra yaşla birlikte regresyon izlenir. Timik tümörler ön mediastenden en sık rezeke edilen tümör çeşitleridir. Ancak pediatrik olgularda mediastinal malign tümör görülme oranı %0,1 olarak bildirilmiş olup özellikle timoma 16 yaş öncesinde oldukça nadir görülmektedir. Biz de Nuss operasyonu için preoperatif hazırlık aşamasında insidental olarak ön mediasten kitle saptanan ve aynı seansta ön mediasten kitle rezeksiyonu yapılan ve nihai patoloji sonucu timoma ile uyumlu gelen olgumuzu nadir bir olgu olması sebebiyle sunmayı amaçladık.
OLGU: 13 yaşında, komorbiditesi olmayan adölesan olgu pektus ekskavatum nedeniyle opere edilmek üzere kliniğimize yatış yapıldı. Olgunun preoperatif değerlendirmesinde aktif solunumsal yakınması yoktu. Fizik muayenesinde pectus ekskavatum dışında patolojik bulgu yoktu. Preoperatif hazırlık aşamasında olguya derin pektus ekskavatumu olması nedeniyle control amaçlı çekilen Toraks Bilgisayarlı Tomografisinde (BT) sağ perikardial-paramediastenal alanda 38x38x45 mm boyutlarında perikardial kist saptandı (Resim-1). Haller indeksi 4.2 olan olgu cerrahiye hazırlıkta modifiye NUSS prosedürü uygulanmadan önce barın yerleştirileceği kesiden uniportal video yardımlı göğüs cerrahisi (VATS) yöntemiyle timektomi uygulandı. Devamında 260 mm Teflon bara şekil verilerek olguya modifiye NUSS prosedürü uygulandı. Kanama ve hava kaçağı kontrolü sonrasında toraks dreni konulmadan işlem komplikasyonsuz sonlandırıldı.
Postoperatif servis izleminde bar nedeniyle olan ağrı dışında herhangi şikâyeti olmayan olgumuz postoperatif dördüncü gününde sağlıkla taburcu edildi.
Patoloji sonucu “Tip B2 timoma, Masaoka- Koga evrelemesine göre evre 1 (makroskopik ve mikroskopik olarak enkapsüle tümör) ve cerrahi sınırlar salimdir” olarak raporlandı. Hastaya pediyatrik onkoloji ve radyasyon onkolojisi tarafından herhangi ek tedavi düşünülmedi ve takip önerildi.
SONUÇ: Timoma çocukluk çağında oldukça nadir görülmektedir. Toraks kavitesi erişkine göre daha küçük olması sebebiyle %50-85 oranında semptomatik seyreder. Ancak bizim olgumuzda da olduğu gibi herhangi bir semptom görülmeyebilir. Literatüre baktığımızda evre 1 timoma olgularında geniş komplet rezeksiyonun yeterli olduğu bildirilmiştir. Bizim de nihai patoloji sonucu evre 1 timoma ile uyumlu ve uniportal VATS ile ekstented timektomi uygulanmış olan olgumuza sistemik ya da lokal tedavi önerilmeyip yakın takip önerilmiştir.