26.Asliye Ceza Mahkemesi, ss.5, İzmir, 2022
aHÜS tanısı olan ve böbrek
yetmezliği gelişen hastanın yoğun bakımda yatarak tedavi gördüğü, daha sonra
anne-baba refakatında çocuk hastalıkları servisinde bir hasta odasında yattığı
anlaşılmaktadır.
Ağır bağışıklık sistemi
zedelenmesine bağlı olarak hastanede tedavi alan çocuklar izole odada
yatırılır. Hem anne, hem de babanın ayni
anda refakatçı olarak yanında kalması uygun değildir.
Hastanın odasında hem anne, hem de babanın ayni anda, hasta
çocuk ile birlikte bulunması, hastane idaresi tarafından kısıtlanmıyorsa,
çocukta infeksiyona yatkınlık yaratacak ciddi bir durum olmadığının kanıtıdır.
aHÜS de bağışıklık sistemi bozuktur, ancak bu bozukluk nedeni
ile hasta infeksiyonlara eğilimli değildir.
Hasta çocuğun ağır böbrek yetmezliğinin yoğun bakım
servisinde giderildiği ve böbreklerinin iyileşmeye başlamasından sonra hasta
servisine nakledildiği ve bu nedenle hem anne ve hem de babanın yanında
refakatçı olarak kalmasına izin verildiği, başka bir ifade ile ağır infeksiyon
riskinin bu aşamada olmadığı sonucuna ulaşılmaktadır.
Eculizumab (SOLİRİS) tedavisi alan aHÜS lü hasta çocuk,
aşılama ve tedavi öncesinde enfeksiyondan korumak için koruyucu antibiyotik
tedavisi alıp, meningokok aşısı yapılmış ise, infeksiyona yatkınlık açısından
izolasyon koşullarında tutulması gerekli değildir.
Böbrek yetmezliği giderilmiş, koruyucu (proflaktik)
antibiyotik tedavisi alan ve/veya meningokok aşısı yapılmış, aHÜS tanılı bir
çocuk hastaya hastanede yatarken, rutin hastane kurallarına uygun donanımı olan
(örneğin önlüğünü, hastane formasını giymiş…) hekim ve hemşire gibi sağlık
personeli tarafından vizit yapılmasında, gerekli görülüyorsa
elektrokardiyografi (EKG) çekilmesinde sakınca yoktur.