8. Uluslararası Sosyal Bilimler Sempozyumu, Balıkesir, Türkiye, 4 - 07 Eylül 2025, ss.280-281, (Özet Bildiri)
Bu çalışma, Karl Jaspers'in suçluluk (Schuld) ve sorumluluk (Verantwortung) anlayışını, varoluşçu felsefesi ile siyasi etik arasında köprü kuran yeni bir yorumsal çerçeve geliştirerek incelemektedir. Çoğu çalışma Jaspers'in erken dönem ve savaş sonrası çalışmalarını ayrı ayrı ele alırken, bu çalışma onun sorumluluk kavramının yapısal bir süreklilik oluşturduğunu savunmaktadır: varoluşsal otantiklikten, akla dayalı karar vermeye ve nihayetinde politik sorumluluğa. Öncelikle Philosophie (1932), Die Schuldfrage (1946) ve Vernunft und Existenz (1955) kitaplarından yola çıkan makale, sorumluluğun nasıl bölümlere ayrılmış bir kavram değil, insan özgürlüğü ve iletişimsel eyleme dayanan birleşik bir ahlaki duruş olduğunu göstermektedir. Analiz, bir sınır durumu olarak suçluluğun fenomenolojik derinliğini vurgulamakta ve siyasi ve metafizik biçimlere doğru evriminin izini sürmektedir. Jaspers'in etiğinin güncel geçerliliğinin altını çizmek için çalışma, bu sürekliliği iklim değişikliği ve dijital ortamlarda kamusal söylemin erozyona uğraması gibi güncel küresel krizlere uyguluyor. Bunu yaparken, Jaspers'in sistemik suç ortaklığı, ahlaki uyanış ve demokratik yenilenmeyi ele almak için zengin bir felsefi kelime dağarcığı sunduğunu gösteriyor. Bu yeniden yorumlama, Jaspers'i zamanımızın etiği için eleştirel bir ses olarak konumlandırıyor ve sorumluluğu tepkisel bir yargıdan ziyade devam eden varoluşsal bir pratik olarak görmeye çağırıyor.
This study examines Karl Jaspers’ conception of guilt (Schuld) and responsibility (Verantwortung) by developing a novel interpretative framework that bridges his existential philosophy and political ethics. While most scholarship treats Jaspers’ early and postwar works in isolation, this study argues that his notion of responsibility forms a structured continuum: from existential authenticity, to decision-making grounded in reason, and ultimately to political responsibility. Drawing primarily from Philosophie (1932), Die Schuldfrage (1946), and Vernunft und Existenz (1955), the article demonstrates how responsibility is not a compartmentalized concept, but a unified moral stance rooted in human freedom and communicative action. The analysis highlights the phenomenological depth of guilt as a boundary situation and traces its evolution into political and metaphysical forms. To underscore the contemporary relevance of Jaspers’ ethics, the study applies this continuum to current global crises, including climate change and the erosion of public discourse in digital environments. In doing so, it shows that Jaspers offers a rich philosophical vocabulary to address systemic complicity, moral awakening, and democratic renewal. This reinterpretation positions Jaspers as a critical voice for the ethics of our time, calling for responsibility as an ongoing existential practice rather than a reactive judgment.