Paratiroidektomi Sonuçlarımız


Creative Commons License

İkiz A. Ö., Hancı S., Doğan E., Keskinoğlu P., Özdoğan Ö., Karabay N., ...Daha Fazla

43. Türk Ulusal Kulak Burun Boğaz ve Baş Boyun Cerrahisi Kongresi, Antalya, Türkiye, 16 - 20 Kasım 2022, ss.57, (Özet Bildiri)

  • Yayın Türü: Bildiri / Özet Bildiri
  • Basıldığı Şehir: Antalya
  • Basıldığı Ülke: Türkiye
  • Sayfa Sayıları: ss.57
  • Dokuz Eylül Üniversitesi Adresli: Evet

Özet

Amaç: Primer hiperparatiroidi tanısı ile ameliyat edilen hastalarımızın klinik, görüntüleme yöntemleri ve cerrahi tedavi sonuçlarının sunulması amaçlanmıştır.

Giriş: Hiperparatiroidi hiperkalseminin en sık nedenidir. Hiperparatiroidi ve hiperkalseminin en sık görülen nedeni ise paratiroid adenomlarıdır. Semptomatik ve bazı asemptomatik primer hiperparatiroidi olgularının temel tedavisi cerrahidir. Bu çalışmada primer hiperparatiroidi tanısı ile ameliyat edilen hastalarımızın klinik, görüntüleme yöntemleri ve cerrahi tedavi sonuçlarını sunmayı amaçladık.

Gereç ve yöntem: Nisan 2015 ile Nisan 2022 tarihleri ara­sında primer hiperparatiroidi nedeni ile KBB kliniğimizde ameliyat edilen 77 hastaya uygulanan 80 cerrahinin dosyaları geriye dönük olarak incelendi. Hastalar klinik ve demografik özellikleri bazında değerlendirilerek klinik ve biyokimyasal durumlarına göre sınıflandırıldı. Kullanılan görüntüleme yöntemleri, cerrahi tedavi sonrası saptanan patolojiler ve cerrahi tedavi sonuçları ve komplikasyonlar açısından değerlendirildi.

Bulgular: Olguların 63 (%.81,8)’ü kadın, 14 (%18,2)’ü erkek ve ortalama yaşları 54,45 (54,12/55,92)’ idi. Primer hiperparati­roidinin klinik bulgularına göre olguların 42 (%54,54)’si semptomatik, 35 (%45,45)’i asemptomatik; biyokimyasal bulgularına göre ise 75 (%97,41)’i hiperkalsemik, 2 (%2,59)’ si normokalsemikti. Dört (%5,19) hastada MEN sendromu tespit edildi. Ameliyat öncesi 77 hastadan 72’sine MIBI sintigrafisi, tüm hastalara ultrasonografi, 58 hastaya bilgisayarlı tomografi incelemesi yapıldı. Yapılan 80 cerrahinin 63 (%78,75)’üne minimal invaziv cerrahi, 17 sine minimal invaziv olmayan cerrahi uygulandı. 16 işlemde aynı seansta tiroidektomi, bir işlemde MEN sendromu nedeni ile iki taraflı eksplorasyon uygulandı. MEN sendromu tanısı alan dört hastanın üçünde aynı seansta tiroidektomiyi de içerecek şekilde tümüne iki taraflı eksplorasyon, 7/8 paratiroidektomi ve oto transplantasyon cerrahisi uygulandı. Paratiroid adenomu nedeni ile opere edilen hastalarda pre-operatif görüntüleme yöntemlerinin adenomun tespit edilmesindeki katkılarına bakıldığında MIBI sintigrafisi ile 63 (%87,5) hastada, ultrasonografi ile 70 (%90,9) hastada ve bilgisayarlı tomografi ile 51 (%87,9) hastada paratiroid adenomunun tespit edildiği saptandı. MIBI sintigrafisi ve ultrasonografi tetkiklerinin her ikisinin de yapıldığı ve adenomun saptandığı olgularda 56 (%98,2) hastada taraf uyumu saptanırken 1 (%1,75) hastada ise taraf uyumsuzluğu saptandı. Üç(%3,89) hastaya ikincil cerrahi uygulandı. Patoloji sonucunda hastaların ikisinde (%2,59) çift adenom olmak üzere 68 (%88,31) hastada adenom, 9 (%11,68)’unda hiperplazi saptandı. Komplikasyon olarak hematom, geçici/kalıcı rekürren laringeal sinir paralizisi görülmedi.

Sonuç: Primer hiperparatiroidi, multidisipliner çalışma yapılan tersiyer merkezlerde cerrahi olarak yüksek başarı ve düşük morbidite ile tedavi edilebilen bir hastalıktır.

Abstract
Objective: This study aimed to present the clinical characteristics, imaging modalities, and surgical outcomes of patients who underwent surgery with a diagnosis of primary hyperparathyroidism.

Introduction: Hyperparathyroidism is the most common cause of hypercalcemia, and parathyroid adenomas represent the leading etiology of both conditions. Surgery remains the mainstay of treatment for symptomatic and selected asymptomatic cases of primary hyperparathyroidism. In this study, we aimed to report our clinical experience, imaging findings, and surgical results in patients operated on for primary hyperparathyroidism.

Materials and Methods: Medical records of 80 surgical procedures performed in 77 patients who underwent parathyroidectomy for primary hyperparathyroidism in the Department of Otorhinolaryngology between April 2015 and April 2022 were retrospectively reviewed. Patients were evaluated based on their demographic and clinical characteristics and classified according to their clinical and biochemical status. Imaging methods, pathological findings, surgical outcomes, and postoperative complications were analyzed.

Results: Of the 77 patients, 63 (81.8%) were female and 14 (18.2%) male, with a mean age of 54.45 years (range 34–75). Based on clinical presentation, 42 (54.5%) were symptomatic and 35 (45.5%) asymptomatic. Biochemically, 75 patients (97.4%) were hypercalcemic and 2 (2.6%) normocalcemic. Multiple endocrine neoplasia (MEN) syndrome was identified in 4 patients (5.2%). Preoperatively, 72 patients underwent MIBI scintigraphy, all patients had ultrasonography, and 58 underwent computed tomography. Of the 80 surgeries, 63 (78.8%) were minimally invasive and 17 (21.2%) were conventional. Concurrent thyroidectomy was performed in 16 cases, and bilateral exploration was performed in one case due to MEN syndrome.
Among the four MEN patients, three underwent bilateral exploration with simultaneous thyroidectomy, subtotal (7/8) parathyroidectomy, and autotransplantation.
Regarding the detection rates of preoperative imaging modalities, parathyroid adenomas were identified in 63 (87.5%) patients with MIBI scintigraphy, 70 (90.9%) with ultrasonography, and 51 (87.9%) with CT. Among cases in which both MIBI and ultrasonography were performed, lateralization concordance was observed in 56 (98.2%) patients and discordance in 1 (1.8%) patient. Three patients (3.9%) required reoperation. Histopathological evaluation revealed adenoma in 68 (88.3%) patients (including 2 double adenomas, 2.6%) and hyperplasia in 9 (11.7%). No cases of hematoma or transient/permanent recurrent laryngeal nerve paralysis were observed.

Conclusion: Primary hyperparathyroidism can be treated surgically with high success rates and low morbidity in multidisciplinary tertiary care centers.