IV. Kentsel Morfoloji Sempozyumu."Morfolojinin Evrimi: Geçmişten Geleceğe, Teoriden Pratiğe", Konya, Türkiye, 31 Mayıs - 02 Haziran 2023, ss.268-281
Gelişime çok uygun coğrafi
konumu ile tarihsel süreçte önemini koruyan, 16. yüzyılın ikinci yarısından
başlayarak Anadolu’nun ipek ticaret merkezi, Osmanlı’nın en önemli ihraç limanı
niteliğini yansıtan İzmir, kent yaşamını derinden etkileyen pek çok afet yaşamıştır.
Özellikle depremler ve yangınlar, sebep oldukları can ve mal kayıpları yanı
sıra, sonrasında şehrin sosyal ve ticari yaşamına etkisi bağlamında en
önemlileridir.
Çalışmanın amacı, İzmir
kentinde tarihsel süreçte görülen afetlerin tarihi çevrelere etkisini
irdelemektir. Özellikle 17. yüzyıl sonrasında gerçekleşen deprem ve yangınların
kent dokusuna ve gelişimine etkileri, kent silüetinde yarattığı değişimlerin
irdelenmesi çalışmanın kapsamını oluşturmaktadır.
Kentin tarihsel sürecinde
pek çok büyük deprem olmuştur. M.S. 178 depreminde kentin büyük bölümü harap
duruma gelmiş, iç liman kapanmıştır. Bizans Döneminde Justinian zamanındaki
deprem sonrasında kent yeniden imar edilmiştir. 1654 yılında meydana gelen
deprem kent hayatını etkilemiş, 1688’deki korkunç deprem ve ardından
gerçekleşen yangın İzmir’in çok büyük ticaretinin parıltısını söndürür gibi
olmuştur. Kentteki kervansaray, dükkân ve camilerin çoğu yıkılmış, evler
oturulamayacak duruma gelmiştir. İzmir’i adeta yok eden deprem sonrasında,
yabancı tüccarlar başka bir ticari merkez oluşturmayı düşünmüşlerse de, sonunda
kent yeniden imar edilmiştir.
İzmir’de 16. yüzyıl
sonlarından 20. yüzyıl başlarına kadar kentin büyük bölümünü saran ve yok eden
çok sayıda yangın olduğu bilinmektedir. Bunlar arasında, 1742 yılında Yahudi
Mahallesi’nde başlayan yangının diğer bölgelere sıçramasıyla 48 saat içinde
şehrin üçte ikisini yok ettiği belirtilmektedir. 1841’de Kemeraltı bölgesinde
çıkan yangın da kentin yarısını etkileyen büyük bir yıkıma sebep olmuştur. 1922
Büyük İzmir Yangını ise kentin işgalden kurtuluşu sürecinde yaşanan savaşın
yıkıcı etkisinin daha da artmasına yol açmış, kent merkezinde büyük bir alan
yok olmuş ve Cumhuriyet Dönemi planlama çalışmaları ile yeniden düzenlenmiştir.
Son olarak 2020 yılında
kentte gerçekleşen büyük deprem başta Bayraklı semti olmak üzere, Karşıyaka ve
Alsancak’ta etkili olmuştur. Bayraklı’da yıkılan pek çok apartman yapısı can
kayıplarına neden olmuştur. Kentteki çok sayıda yapı oturulamaz duruma gelmiş
ve bazı bölümler büyük ölçüde yeniden yapılanmıştır.
Tüm bu afetler, tarihi
kent dokusu içinde birçok yapının yok olmasına ya da hasar görmesine sebep
olmuştur. Ancak, özellikle 19. Yüzyıl öncesindeki afetlerde yıkıma uğrayan
tarihi yapılarla ilgili bilgiler oldukça kısıtlıdır. Bu çalışmada bölgesel
olarak kent içinde hasar gören, değişime uğrayan alanlar kronolojik olarak
değerlendirilecek ve yıkıma uğradığı bilinen anıtsal yapıların kent içindeki
konumları tespit edilerek kent dokusunda ve siluetindeki değişim ortaya
konulmaktadır.
Literatür araştırması,
belge analizi ve tarihsel yöntem ile ele alınacak olan çalışmada, tarihsel
süreçte afetlerin İzmir’in kentsel gelişimi üzerindeki etkisi, 2020 depremi
sonrasındaki mevcut durum, güncel planlama kararları ve yapılaşmalar
değerlendirilerek, kentin tarihi dokusunun korunması ve kıyı siluetinin
geleceği bağlamında irdelenmektedir.