Nodular sekonder sifiliz olgusu


Üstündağ Y., Talıbova A., Avcı C., Aktan Ş.

17. Ege Dermatoloji Günleri, Muğla, Türkiye, 8 - 12 Mayıs 2024, ss.1

  • Yayın Türü: Bildiri / Özet Bildiri
  • Basıldığı Şehir: Muğla
  • Basıldığı Ülke: Türkiye
  • Sayfa Sayıları: ss.1
  • Dokuz Eylül Üniversitesi Adresli: Evet

Özet

Nodular sekonder sifiliz olgusu


Yağız Üstündağ, Aygün Talibova, Ceylan Avcı, Şebnem Aktan
Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi, Deri ve Zührevi Hastalıkları Ana Bilim Dalı

Amaç: Sekonder sifiliz en sık generalize makular ve papular erüpsiyon şeklinde görülen cinsel yolla bulaşan bir hastalıktır. Yaygın nodular lezyonlar hastalığın atipik morfolojileri arasında yer alıp oldukça nadir görülmektedir. Burada nodular sifiliz tanısı alan ve tedavi edilen kadın olgu, sifilizin taklitçi olduğunu ve nodular formunun nadir görüldüğünü vurgulamak amacıyla sunulmaya uygun görülmüştür.
Olgu: 40 yaşında kadın hasta ateş, boğaz ağrısı, baş ağrısı, işitme azlığı için antibiyotik kullanımı sonrası gövdede başlayıp kollara, bacaklara ve en son yüze yayılan döküntüleri nedeniyle acil servise başvurdu. Acil serviste intramüsküler olarak uygulanan feniramin, deksametazon ile lezyonlarda kısmi gerileme olduğunu ancak 1,5 ay içinde lezyonlarda tekrarlama ve artış olduğunu belirtti. Öncesinde ağız veya genital bölgede herhangi bir yara olmadığını ifade etti. Deri bilimsel bakısında karın, sırt, ense, kol ve yüz bölgesinde eritemli zeminde yer yer periferinde skuam izlenen papulonodular döküler saptandı. Oral mukoza olağan olup hasta onamı olmadığı için genital muayene yapılamadı. Nörolojik muayenede patoloji saptanmadı. Laboratuvar incelemelerinde sedimentasyon 73 mm/saat, CRP 89.6 mg/dL, Anti-T.pallidum IgM/IgG pozitif, RPR düzeyi ise 1/64 oranında pozitif saptandı. HIV serolojisi negatif idi. Akciğer grafisinde patoloji saptanmayan hastanın çekilen beyin manyetik rezonans görüntülemesinde bilateral mastoid hücrelerde efüzyon ve paranazal sinüslerde yaygın mukozal kalınlık artışı saptandı. Abdominopelvik ultrason görüntülemesi olağan sonuçlanan hastanın çekilen yüzeyel doku ultrason görüntülemesinde servikal, aksiller, inguinal lenfadenopatileri izlendi. Kardiyolojik tutulum açısından araştırılan hastanın çekilen ekokardiyografisinde patoloji saptanmadı. Göz muayenesinde oftalmik sifiliz tutulumu izlenmedi. Kulak burun boğaz bölümü tarafından yapılan muaynede hastanın kulağında buşon saptandı. Buşon temizlenmesi ve damla tedavisi sonrası hastanın işitme yakınması geriledi. Hasta işitme testi yaptırmak istemedi. Hastanın sırtındaki lezyondan alınan insizyonel biyopsinin histopatolojik incelemesinde, granülomatöz inflamasyon ve yoğun plazma hücre infiltrasyonu görüldü. Hastaya 14 gün boyunca intravenöz 6X4 milyon ünite kristalize penisilin G tedavisi uygulandı. Penisilin tedavisi ile lezyonlar yerlerinde yer yer hipo ve hiperpigmente makulalar ile tamamen geriledi.
Sonuç: Sifiliz farklı klinik görünümlerle ortaya çıkabilen, bu nedenle “büyük taklitçi” olarak nitelendirilen cinsel yolla bulaşan bir hastalıktır. Genellikle generalize makula ve papulalar ile ortaya çıkmakta, grip benzeri semptomlar veya lenfadenopati eşlik edebilmektedir. Nodular sifiliz, avuç içi ve ayak tabanlarının genellikle korunduğu, deri renginde, eritemli veya viyolase renkli papulonodular lezyonlar ile karakterize sekonder sifilizin nadir görülen bir klinik alttipidir. Sarkoidoz, kutan lenfoma, lenfomatoid papüloz, derin mantar enfeksiyonları, lepra, leishmaniasis, atipik mikobakteriyel enfeksiyonlar, toksidermi ayırıcı tanılar arasında olup serolojik tanı testleri ile sifiliz tanısı kesinleşmektedir. Penisilin tedavisi ile lezyonlar gerilemektedir. Bu olgu nadir görülmesi nedeniyle sunulmaya uygun görülmüştür.

Anahtar Kelimeler: nodula, penisilin, seroloji, sifiliz