Nazal septal hematom olgularında cerrahi tedavi sonuçları: 15 yıllık tek merkezli deneyim


Önder K., Yıldırım B., Savaş Ö.

46.Türk Ulusal Kulak Burun Boğaz ve Baş Boyun Cerrahisi Kongresi, Gazimagusa, Kıbrıs (Kktc), 5 - 09 Kasım 2025, ss.1-2, (Özet Bildiri)

  • Yayın Türü: Bildiri / Özet Bildiri
  • Basıldığı Şehir: Gazimagusa
  • Basıldığı Ülke: Kıbrıs (Kktc)
  • Sayfa Sayıları: ss.1-2
  • Dokuz Eylül Üniversitesi Adresli: Evet

Özet

Nazal septal hematom olgularında cerrahi tedavi sonuçları: 15 yıllık tek merkezli deneyim

Kardo Önder, Beste Yıldırım, Özden Savaş

Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi, Kulak Burun Boğaz Hastalıkları Anabilim Dalı, İzmir

Amaç ve Giriş

Nazal septal hematom (NSH), septum kıkırdağı ile perikondrium arasında kan birikimi sonucu oluşan erken tanı konup müdahele edilmediğinde ciddi komplikasyonlara yol açabilen nadir bir kulak burun boğaz acilidir. En sık nedeni travma olmakla birlikte, iyatrojenik faktörler de etiyolojide rol oynayabilir. Tedavide temel yaklaşım erken cerrahi drenajdır. Gecikmiş olgularda septal apse ve septum perforasyonu gibi kalıcı sekeller ortaya çıkabilir. Bu çalışmada kliniğimizde 15 yıllık süreçte cerrahi olarak tedavi edilen nazal septal hematom olguları retrospektif olarak analiz edilmiştir.

Yöntem

Ocak 2010 – Aralık 2024 tarihleri arasında Dokuz Eylül Üniversitesi Kulak Burun Boğaz Hastalıkları Kliniği’nde nazal septal hematom tanısı ile cerrahi olarak tedavi edilen 24 hastanın tıbbi kayıtları retrospektif olarak incelendi. Olguların yaş, cinsiyet, etiyoloji (travma, üst solunum yolu enfeksiyonu, iyatrojenik), başvuruya kadar geçen süre, tanı öncesi değerlendirildiği sağlık birimi sayısı, uygulanan cerrahi yöntem, takip süresi, komplikasyon gelişimi analiz edildi. Ayrıca erişkinlerde SNOT-22 alt grup anket skorları elde edildi. Komplikasyonlar literatürde tanımlanan lokal, sistemik, orbital ve intrakraniyal olası tüm komplikasyonlar açısından değerlendirildi.

Bulgular
Çalışmaya dahil edilen 24 hastanın 17’si erkek (%71), 7’si kadın (%29) olup yaş ortalaması 31,9 yıl (1–82) idi. Etiyolojide en sık travma yer aldı (n=14, %58,3), İyatrojenik nedenler ikinci sırada yer aldı (n=6, %25). Başvuruya kadar geçen medyan süre 3 gün (0–21 gün) olarak saptandı ve 10 hastada (%41,7) geç başvuru (>48 saat) mevcuttu. Burun tıkanıklığı ve ağrı, en sık gözlenen başvuru semptomlarıydı. On hastada nazal ya da maksillofasiyal fraktür şüphesi nedeniyle bilgisayarlı tomografi (BT) yapıldı ve bu olguların tamamında septal hematom ile uyumlu bulgu saptandı. Tüm olgulara cerrahi drenaj uygulandı. Ortalama takip süresi 40 ay (6–144 ay) idi.

Toplam 13 hastada (%54,2) komplikasyon gelişti. Bunlar arasında kültür alınıp bakteri üremesi saptanan septal apse (n=6), septum deviasyonu (n=4), septum perforasyonu (n=1), saddle nose deformitesi (n=1), koku bozukluğu (n=2), nazal sineşi (n=1) ve revizyon cerrahi gereksinimi (n=1) yer aldı. Olgularımızda rinosinüzit, fasiyal selülit gibi diğer lokal komplikasyonlara; sistemik, orbital ve intrakraniyal komplikasyonlara ise rastlanmadı. On üç yaş ve üstü olgularda SNOT-22’nin nazal alt grup skorları incelendiğinde, preoperatif ortalama 16,2; postoperatif ortalama ise 8,5 olarak bulundu. Geç başvuru olan hastalarda komplikasyon oranı anlamlı olarak yüksek bulundu (p<0.05).

Sonuç

Nazal septal hematom nadir görülen, ancak tanı ve tedavi geciktiğinde ciddi komplikasyonlara yol açabilen acil bir durumdur. En sık altta yatan neden travmadır. Geç başvuru komplikasyon riskini belirgin şekilde artırmaktadır. Klinik farkındalığın artırılması ve hızlı müdahale ile uzun dönemli, başarılı fonksiyonel ve estetik sonuçlar elde edilebilir.

Anahtar kelimeler: Nazal septal hematom, komplikasyon, cerrahi drenaj, SNOT-22