Feniks, sa.3, ss.5-6, 2024 (Hakemsiz Dergi)
"Klasik
Müziğin İletişimdeki Rolü"
İyi Birer
Dinleyici Olmaya Etkisi
Felsefe çalışan insanlar olarak bizler içimizdeki bilgeliğe ulaşmaya
çalışıyoruz. Filler küçücük gözleri ve kocaman kulakları ile bilgeliğin sembolü
olduğuna göre, bizler filleri bu anlamda örnek alıyoruz. Şekilsel dünyanın
ötesinde duysal olan dünyaya kendimizi açmaya çalışıyoruz. Gün içerisinde bile
onca koşturmanın arasında birkaç saniye yavaşlayıp gözlerimizi kapatarak, aynı
anda duyulan tüm sesleri ayırt etme pratiği yapmak, bir süre sonra arka planda
duyulan bir kuşun sesini, belki bir su şırıltısını, hatta zaman geçtikçe üst
sokaktaki bir annenin çocuğuna seslenişini dahi duymamızı sağlayabilir.
Klasik müziğin birden fazla özelliği olduğunu hepimiz biliyoruz. Fark etmeye
çalışacağımız birçok niteliği olduğundan dinleme konusunda güzel bir pratik
yapma aracıdır. Klasik müzik, dil bariyerlerini aşarak duyguları ve mesajları
evrensel olarak iletebilme gücünü keşfetmeye olanak sağlar. İyi bir klasik müzik
dinleyicisi olmak Klasik Müziğin mistik bir dili olduğundan bizim ruhumuzla
direk temas eder. Şöyle ki, insanın içerisindeki saklı hazine ile direk bir
iletişim sağlar, duygulara dokunur ve zaman zaman henüz keşfedilmemiş
bilincimizin üst noktalarına temas ederek kendimizin en yüksek formunu
oluşturmamıza yarar.
Akademik bakış açısı ile, dil aracılığı ile iletişim ise şöyle açıklanıyor. Linguistik
yani dil bilimi açısından kelimeler semboliktir. Yani bir kelime o toplum için belli
bir şeyi işaret eder. Başka toplum için başka heceler aynı şeyin sembolü
olabilir. Biz semboller aracılığı ile iletişim kurarız. Bu nedenle bazen aynı
dili konuşsak da farklı kişilikler ve yaşanmışlıklardan ötürü, bir kişi için
bir kelime farklı bir kavramı anlatırken, diğer kişi için farklı bir anlamı
yansıtabilir.
Oysa evrensel olan klasik müzik, her coğrafyaya ve tüm zamanların insanına hitap
eder ve arada kelimeler ve başka bir aracı olmaksızın kişi ile direk iletişim
kurar. Klasik kelimesinin özelliği tam olarak bunu açıklar. Her coğrafyada ve
her zaman türünün en iyi örnekleri olması özelliğini..
“Klasik Müzik Nasıl Dinlenir?” adlı eğitimde bu konudan oldukça detaylı bahsediyorum
ancak burada da şu kadarını söylemeliyim ki Klasik Müziğin yarattığı etkilerden
daha fazla faydalanmak istiyorsanız Klasik Müziği bilinçli bir şekilde ve aktif
bir zihin yapısı ile dinlemenizi öneririm.
İyi Bir Dinleyici Olma Yolunda
Katkıları
Klasik müziği aktif bir zihin ile dinlemenin etkin dinleme becerilerini
geliştirmeye, detaylara dikkat etmeye nasıl katkı sağladığını anlatmaya
çalışacağım. Özetle iki konunun benzerliğinden dolayı, bir şeyi çalışırken
aslında diğer konu da kendiliğinden dönüşecektir.
Hepimizin fark ettiği melodilerin orkestrada sırayla çalınması, bazen aynı
anda farklı enstrüman gruplarının iki hatta üç melodiyi çaldığı durumları belki
fark etmişsinizdir. Ancak klasik müzik sadece melodilerden oluşmuyor. Öncelikle,
aynı anda birden fazla nota tınlıyor ki buna müzik dilinde armoni deniyor. Bu
farklı frekanstaki notaları dahi duymaya çalışmak bizim algılarımızı
açacağından dolayı iletişimde de iyi bir dinleyici olmaya katkısı
yadsınamayacak kadar büyük. Bunların dışında tempo değişiklikleri, notaların susların
uzunlukları ve kısalıkları, tekrarlamalar ve benzer temaları fark etmeye çalışmak
hem dinleme yeteneğimizi hem de farkındalığımızı geliştirecektir. Müziğin bu
özelliklerini nasıl daha iyi fark edebiliriz “Klasik Müzik Nasıl Dinlenir?”
adlı eğitimde bu öğeler hakkında ayrıntılı bilgiler ve pratikler ile birlikte bulabilirsiniz.
Peki ya iletişimde nasıl iyi bir dinleyici olunur? Öncelikle klasik müzik dinlerken
olduğu gibi tüm dikkatimizi karşı tarafa vermemiz önerilir. Etkin bir dinleyici
olmak için şunlara dikkat edebiliriz: Notaların ötesinde müziğin anlattığı bir
duygu olduğu gibi, kelimelerin ötesinde de karşı tarafın duygusunu anlamaya
çalışabiliriz. Sözel olmayan iletişime dikkat edebiliriz, tıpkı bir klasik
müzik konserinde şefi izlemek gibi. Dinlediğimiz kişi yüksek sesle mi
konuşuyor, nüanslar nasıl, duraksıyor mu, çok mu hızlı konuşuyor gibi detaylara
dikkat ettikçe ne kadar iletişimin müzik ile benzediğini fark ederiz. Nasıl ki
dinlediğimiz müziğin bestecisi ile bir bağ kurmaya çalışıyorsak, bize bir şey
anlatan kişi ile de sembol olan kelimelerin ötesinde bir bağ kurmaya ve onu
gerçekten anlamaya çalışmaktır etkin bir dinleme.
Hem klasik müzikte hem de iyi bir dinleyici olma yolculuğunda bunları fark
etmeye çalışmak, dinleme yeteneğimizi, empatimizi ve farkındalığımızı
geliştirecek; aynı zamanda bilincimizin henüz keşfedilmemiş alanlarına bir
yolculuk yapmamızı sağlayacaktır.
O halde hepinize iyi dinlemeler diliyorum.
Sevgiyle…
Yonca ALPAY ADIGÜZEL