2.U Sinema Sempozyumu, Lefkoşa, Cyprus (Kktc), 8 - 11 March 2022, vol.1, no.978, pp.44-45
ÖZ
Ailenin tanımını yapmak ve sınırlarını çizmek adına değişik ölçütler kullanıldığı için, aile zaman ve mekân
boyutlarında çok farklılıklar gösteren bir toplumsal birim olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu yüzden evrensel
tek bir tanımını yapmak zorlaşmaktadır. Aile, toplumun en küçük bir birimi olarak kabul edilir. Sosyolog Eric
Wolf, ailenin değişen zamana rağmen devam eden bir kurum olduğunu birçok işlevi bulunduğunu, tüm
işlevlerini en ekonomik biçimde yerine getirdiği için de vazgeçilemez bir kurum olduğunu belirtir. İnsanlık
tarihi boyunca, tüm diğer kurumlar gibi aile kurumu da önemli değişiklikler geçirmiş hem boyutları hem yapısı
gereği dönüşmüş, farklılaşmış ancak önemini ve değerini kaybetmemiştir. Türkiye’de de zaman içinde uğradığı
birçok değişikliklere rağmen aile hala en önemli kurumdur. Ükemizde özellikle ‘Yeşilçam’ döneminden
başlayarak günümüzde, Türkiye Sineması’ndaki aile temsillerine bakıldığında, ülkenin yıllar içindeki ekonomik,
sosyal ve kültürel değişim ve dönüşümüne dair ipuçları içerdiği görülmektedir. Türkiye’nin toplumsal
yapısında büyük dönüşüm yaratan iç göçün başladığı 1940’ lı yıllardan 1980’ lere kadar ‘Aile’ Türkiye
Sineması’nın en temel konuları arasındadır. Aile içi ilişkiler, geleneksel yapı, kadın erkek sorunu, töreler,
sanayileşme, kentleşme, kitle iletişim araçlarının etkileri, nüfus hareketleri gibi birçok etkenin hem aile
yapılarında hem de toplumdan etkilenen sinemaya yansımasında değişimlere yol açtığı görülmektedir. Bu
değişimin en önemli tanığı ve aktarıcısı olan sinemada, geçmişte Yeşilçam’ın “fakir ama mutlu, kutsal ailesi”
bugün ‘’Celal Tan ve Ailesinin Aşırı Acıklı Hikayesi’ne dönüşmüştür. Bu çalışmada, toplumsal bir kurum olarak
ailenin sosyolojık açıdan ele alınıp, 2000’li yıllarda sosyo kültürel yapısında büyük değişimler yaşayan
Türkiye’de bu temel kurumun değişip değişmediği ve bu değişimin sinemaya nasıl yansıdığının araştırılması
hedeflenmektedir