Bu çalışmanın amacı, yapılandırmacı öğrenme yaklaşımına dayalı matematik öğreniminin, öğrencilerin bilimi tanıma, yaşam ile okulu ilişkilendirme, öğrenmeyi öğrenme, sorgulayarak öğrenme ve iletişim kurarak öğrenme yönündeki yaklaşımlarına olan etkisini belirlemektir. Araştırma kontrol gruplu ön test-son test modeline dayalı yarı-deneysel bir çalışmadır. Deney ve kontrol grupları 2005–2006 öğretim yılı Analiz-I dersini alan öğrenciler arasından yansız olarak seçilmiştir. Deney grubunda 31, kontrol grubunda ise 29 denek bulunmaktadır. Araştırmada nicel ve nitel veri toplama araçları kullanılmıştır. Nicel veriler, iki gruba çalışmanın hem başında hem de sonunda uygulanan, “Yapılandırmacı Öğrenme Ortamlarının Belirlenmesi Ölçeği(YÖOBÖ)” adlı bilimi tanıma (BT),okul ile yaşamı ilişkilendirme (OYI), öğrenmeyi öğrenme (ÖÖ), sorgulayarak öğrenme (SÖ) ve iletişim kurarak öğrenme (IKÖ) alt grupları içeren 5’li Likert tipi ölçek ile derlenmiştir. Nitel veriler ise deney grubu deneklerinden seçilen 10 denek ile yapılan yarı-yapılandırılmış görüşmeler ile süreç boyunca deney grubu deneklerinden toplanan günlüklerinden elde edilmiştir. Analiz sonuçları, yapılandırmacı öğrenme yaklaşımına dayalı matematik öğreniminin yaşam ile okulu ilişkilendirme, öğrenmeyi ve iletişim kurarak öğrenmede geleneksel öğrenme yaklaşımına göre daha etkili olduğunu göstermiştir. Buna karşılık, bilimi tanıma ve sorgulayarak öğrenmede deney ve kontrol grubu arasında istatistiksel olarak anlamlı bir fark bulunmamıştır. Günlük ve görüşmelerin analizi ise deney grubu öğrenme ortamının sıralanan alanlarda deneklere önemli katkılar sağladığını göstermiştir.
The purpose of the study is to determine the effect of constructivist mathematics learning on students’ approaches to defining science, connecting life and school, learning to learn, learning to speak out, and learning to communicate. The study is a quasi-experimental research conducted with 60 first-year student mathematics teachers taking the Calculus course. The experimental group consists of 31 students, and control group consists of 29 students. Both quantitative and the qualitative methods were used. The quantitative data were collected by using “The Determining Constructivist Learning Environment Questionnaire”, a 5-point Likert type scale used at the beginning and at the end of the study. It consists of five sub-groups named defining science, connecting life and school, learning to learn, learning to speak out, and learning to communicate. The qualitative data were collected by using a semi-structural interview and students’ diaries. The analyzing of the data indicated that the constructivist mathematics learning approach was more effective than the traditional mathematics learning approach in connecting life and school, learning to learn, and learning to communicate. On the other hand, there were no statistical differences between the experimental and the control group in defining science and learning to speak out. The analysis of the diary and interview data also showed that constructivist mathematics learning contributed to the students’ approaches listed above.