Uluslararası Su ve Atıksu Yönetimi Kongresi, Malatya, Türkiye, 26 - 28 Ekim 2016, ss.897-905
Toplumların güvenliğini tehdit eden unsurların hedefinde özellikle
kritik altyapılar bulunmaktadır. Enerji, bilgi teknolojileri,
telekomünikasyon, ulaşım, sağlık ve su altyapıları üzerinde oluşabilecek
tehditler, ulusal ve uluslararası kurumların üzerinde önemle durduğu
konular arasındadır. Bu bağlamda su/atıksu altyapıları da, gerek Amerika
Birleşik Devletleri gerekse Avrupa Birliği tarafından en önemli kritik
altyapılardan biri olarak değerlendirilmektedir. Bu çalışmada, İzmir İli
içme suyu altyapısı için CARVER metodu kullanılarak çeşitli senaryolar
altında risk analizi yapılmıştır. Bu değerlendirmeler sonucunda, olası
bir kontaminasyon durumunda Tahtalı Baraj Gölü’nün; fiziksel ve doğal
tehditler altında ise içme suyu arıtma tesisi, su alma yapısı, pompa
istasyonları ve baraj gövdesinin sistemin en büyük risk altındaki
üniteleri olacağı tespit edilmiştir.
Critical infrastructures are the most attractive targets for the
elements that threaten the security of societies. Threats on critical
infrastructures such as energy, information and communication
technology, transportation, health and water are amongst the most
vulnerable sectors that national and international institutions are
focused on. In this regard, both the United States and the European
Union consider water/wastewater infrastructure as one of the most
important critical sector. In this study, assessment of the risks for
the drinking water infrastructure of İzmir was conducted by using the
CARVER method to identify system components that are under higher risk
with different scenarios. The results showed that the most critical
components of the system were the dam reservoir for the case of a
contamination scenario; and, the drinking water treatment plant, water
intake structure, pumping stations and dam body for the case of physical
and natural threats.