AİHM KARARLARI BAĞLAMINDA CEZA MUHAKEMESİNDE MÜDAFİ YARDIMINDAN YARARLANMA HAKKI


Doğan R.

Adalet Dergisi , sa.75, ss.123-160, 2025 (TRDizin)

  • Yayın Türü: Makale / Tam Makale
  • Basım Tarihi: 2025
  • Dergi Adı: Adalet Dergisi
  • Derginin Tarandığı İndeksler: TR DİZİN (ULAKBİM)
  • Sayfa Sayıları: ss.123-160
  • Dokuz Eylül Üniversitesi Adresli: Evet

Özet

Mutlak anlamda zorunlu olmamakla birlikte bir suç şüphesi altında bulunan herkesin, gerekirse resmen atanacak bir müdafi aracılığıyla etkili bir biçimde savunulması adil yargılamanın temel unsurlarından birini teşkil etmektedir. Bu nedenle, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 6. maddesinin üçüncü fıkrasının (c) bendinde belirtilen müdafi yardımından yararlanma hakkı diğer unsurlar ile birlikte Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 6. maddesinin birinci fıkrasına uygun olarak ceza muhakemesinde adil bir yargılamanın esaslarını oluşturmaktadır.

Bu makalede öncelikle müdafi yardımından yararlanma hakkına ilişkin genel ilke ve kurallar ile bu hakkın sınırlanması söz konusu olduğunda Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin sınırlamanın Sözleşmeye uygunluğunu nasıl denetlediği Mahkemenin içtihatları doğrultusunda ortaya konacaktır. Sınırlamaya esas teşkil eden zorlayıcı neden kavramı, müdafi yardımından yararlanma hakkından feragat, müdafinin eylemlerinden devletin sorumlu tutulup tutulamayacağı, şüphelinin müdafiyi seçme hakkı ile bu hakkın sınırlanıp sınırlanamayacağı yine Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi içtihatları doğrultusunda tartışılacak, ceza muhakemesi hukukumuzda yer alan kuralların Mahkemenin içtihatlarıyla uyumlu olup olmadığı açıklanarak, bazı önerilerde bulunulacaktır.

Bu bağlamda, müdafinin ceza muhakemesinin amaçlarını ve hukuk devleti ilkelerini gerçekleştirmeyi sağlayan adli ve bağımsız bir organ olduğu fikri mevzuatta açıkça desteklenmeli ve belirtilmelidir. Zorunlu müdafilik kurumu ve müdafi tarafından sağlanan adli yardım hizmeti mesleğe henüz adım atmış ve her türlü maddi desteğe ihtiyaç duyan genç avukatlara yönelik bir gelir kaynağı olmaktan çıkarılmalıdır. Barolar bünyesindeki adli yardım hizmetleri merkezlerinin kurumsallaştırılması ve Baro kimliğinden ayrı ve bağımsız bir niteliğe kavuşması sağlanmalıdır.