47.Ulusal Hematoloji Kongresi, Antalya, Türkiye, 4 - 07 Kasım 2021, sa.411, ss.305
Myelodisplastik sendrom hemotopoetik hücrelerde morofolojik displazi
bulguları, periferik sitopeniler, inefektif hematopoez, tekrarlayan genetik
anomaliler ve ve AML dönüşüm riskinde artış ile karakterli kemik iliği neoplazisidir. Hodgkin lenfoma sıklıkla germinal merkezli B hücrelerinden köken
alan lenfoid dokunun malign bir neoplazmıdır. Reed-Stenberg hücrelerinin
varlığı ile karakterizedir, yıllık insidansı 2-3/100000 olup erkeklerde kadınlara göre daha sık izlenir. Myelodisplastik sendrom takiben gelişen Hodgkin
lenfoma birlikteliği oldukça nadir olup biz de MDS ve HL’nin birlikte görüldüğü vakamızı sunmayı amaçladık. 75 yaşında erkek hasta tarafımıza pansitopeni nedeniyle yönlendirilmiş olup yapılan kemik iliği biyopsisi tanısal
olmayıp izleme alındı. Hepatosplenomegali nedeniyle tetkik edildi. Batın
usg sinde sol böbrek orta zonda hipoekoik RCC İle uyumlu kitle görülmesi
nedeniyle sol nefrektomi yapıldı. Patoloji sonucu renal cell carcinoma
olarak raporlandı. Cerrahi sınır temiz olan hasta üroloji tarafından tedavisiz
izleme alındı. Takiplerin de sitopenisinin derinleşmesi nedeniyle tekrar
kemik ilşği biyopsisi yapılan hastaya myelodisplastik sendrom tanısı ile
haftalık eritropoetin tedavisi başlandı. Takiplerinde B semptomları gelişmesi nedeniyle Torako-abdominal BT ile görüntüleme yapıldı, akciğerde
subkarinal alanda 4 cm lik lap ve paraaortik 2 cm’lik LAP saptandı. EBUSsubkarinal lap ince iğne aspirasyon biyopsisi yapıldı, yetersiz materyal
olarak sonuçlanması nedeniyle mayıs 2021 de göğüs cerrahisi tarafından
mediastinoskopi yapıldı ve mikst sellüler tip klasik hodgkin lenfoma tanısı
konuldu. Hasta için sağlık bakanlığından endikasyon dışı onam alınarak
brentixumab tedavisi başlandı 5. kürü tamamlanan hastanın takip ve tedavisi kliniğimizde devam etmektedir. Daha önce MDS transforme AML tanısı
bir çok olguda gösterilmiş olup MDS yi takiben gelişen Hodking Lenfoma
birlikteliği yapılan araştırmada sadece bir kez rastlanılmıştır (1), bu nedenle
olgumuz önem arz etmektedir