NAK Koruyucu Mastektomi Ve Eşzamanlı İmplant İle Rekonstruksiyon Yapılan Hastalarda Önceki Skara Bağlı Seçilen İnsizyonun Nekroz Gelişimi Üzerine Etkisi


Creative Commons License

Çağlı H. B., Vayvada H., Menderes A., Demirdöver C., Çakmak S., Atalmış S. E.

Türk Plastik, Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Derneği 42. Ulusal Kurultayı, 22 - 25 Ekim 2020, ss.19-20

  • Yayın Türü: Bildiri / Özet Bildiri
  • Sayfa Sayıları: ss.19-20
  • Dokuz Eylül Üniversitesi Adresli: Evet

Özet

NAK Koruyucu Mastektomi Ve Eşzamanlı İmplant İle Rekonstruksiyon Yapılan Hastalarda Önceki Skara Bağlı Seçilen İnsizyonun Nekroz Gelişimi Üzerine Etkisi Hasan Basri Çağlı, Haluk Vayvada, Adnan Menderes, Cenk Demirdöver, Süleyman Çakmak, Safa Eren Atalmış Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi, Plastik Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Ana Bilim Dalı, İzmir Giriş: Meme başı(NAK) koruyucu mastektomilerin en önemli komplikasyonu cilt ve meme başı ile çevresi(nippleareola kompleksi) nekrozlarıyken komorbid hastalıkların, sigara kullanımının, radyoterapi ve kemoterapi öyküsünün, cerrahi prosedürün nekroz oluşumuna etkisiyle ilgili farklı sonuçlar literatürde bulunmaktadır. Bu çalışmada nipple koruyucu mastektomi ve eşzamanlı implant ile meme rekonstrüksiyonu yapılan hastalarda memeye yönelik geçirilmiş cerrahinin, cerrahiye bağlı skarın memede nekroz gelişimi üzerine etkisi incelenmiştir. Bunun yanında önceki skara bağlı olarak insizyon seçimi, nipple-areola kompleksinin dermal pedikülünün skara göre belirlenmesi gibi cerrahi kaygıların nekroz üzerinde etkisi olup olmadığı ortaya kondu. Gereç ve Yöntem: Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Plastik, Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Anabilim Dalı’nda Ocak 2006 ile Temmuz 2020 arasında nipple koruyucu 20 mastektomi operasyonu ve eşzamanlı implant ile rekonstrüksiyon yapılan 129’u bilateral olmak üzere 152 kadın hasta, 281 meme değerlendirildi. Hastaların komorbid hastalıkları, sigara kullanımı, radyoterapi ve kemoterapi öyküsü, memeye yönelik önceki cerrahi öyküsü, cerrahi prosedür ve operasyon sonrası komplikasyonlar kayıt altına alındı. Operasyonlarda insizyon olarak inframammariyan, periareolar, wise pattern, eski cerrahi skar kullanıldı. Bulgular: Yaş ortalaması 46,21 olan 152 kadın hastanın 54(%35,52)’üne komorbid hastalıklar eşlik ederken en sık olarak hipotiroid hastalığının 23(%15,13) eşlik ettiği görüldü. Hastaların 67(%44,07)’si kemoterapi ya da radyoterapi tedavisinin en az birini alırken, 40(%26,31) hastada sigara kullanım hikayesi mevcuttu.281 memeye yapılan meme ucu koruyucu mastektomi ve eş zamanlı implant ile meme rekonstrüksiyonu işlemi öncesinde 131(%46,61) memede geçirilmiş cerrahi ve cilt skarı vardı.41(%14,59) memede inframammariyan, 54(%19,21)’ünde periareolar, 138(%49,11)’nde wise pattern, 44(%15,65)’ünde önce cerrahi skarından insizyon yapıldı. İşlem sonrası 56(%19,57) memede çeşitli büyüklükte meme ucu ile çevresi, cilt nekrozu gelişti. Bazı nekroz komplikasyonları konservatif olarak izlenirken bazıları için ek operasyonlar yapıldı. Nekroz gelişen olgularda hastaya ait özelliklerine bakıldığında 20(%35,71)’sinde sigara kullanım öyküsü, 35(%62,5)’inde kemoterapi ya da radyoterapi öyküsünden en az birine sahip, 21(%37,5)’inde en az bir komorbid hastalık mevcuttu. Meme bazında değerlendirildiğinde sigara kullanım ve KT-RT tedavisi olanların memelerinde nekroz gelişiminin daha fazla olduğu görüldü. Nekroz gelişimi olan 56 memenin 47(%83,92)’sinde geçirilmiş cerrahi ve skarı mevcuttu. Sadece ikisinde eski skarından insizyon seçimi yapılabilirken bu iki meme dışında beş memede önceki skar insizyon ya da cilt eksizyon alanına dahil edilebildi. Bu açıdan bakıldığında önceki cerrahi öyküsü ve cerrahi prosedüre dahil edilemeyen önceki skar varlığında memelerde nekroz komplikasyonunun daha fazla olduğu belirlendi. Sonuç: NAK koruyucu mastektomi operasyonlarında insizyon seçimi hem estetik açıdan hem en önemli komplikasyonlardan biri olan nekroz gelişiminin engellenmesi açısından önemli bir aşamadır. Önceki skara bağlı insizyonun çeşitlendirilmesi, skarında insizyon ya da cilt eksizyon alanına dahil edilmesi, nipple-areola kompleksinin dermal pedikülünün yakın bir skar varlığında zıt tarafa alınması olası nekroz gelişimini önleyebilir ya da nekroz büyüklüğünü azaltılabilir. Bununla birlikte nipple koruyucu mastektomi adayları olan hastalarda Genel Cerrahi tarafından yapılan memede kitlenin eksizyonuna yönelik işlemlerdeki insizyonların sonraki insizyon seçenekleri dahilinde yapılması, hem estetik olarak görünür ek bir skarın oluşmasını engelleyebilir hem de cilt fleplerinin dolaşımını azaltabilecek ek skarlar oluşturmayarak olası nekroz gelişimi azaltabilir. Anahtar Kelimeler: İmplant, Mastektomi, Nekroz, Skar