Türkçe Öğretimi Sürecinde Dijital Bölünmüşlük


Creative Commons License

Bal M., Uslu Yardımcı E.

IV th International Eurasian Educational Research Congress, Denizli, Türkiye, 11 - 14 Mayıs 2017, ss.1843-1844

  • Yayın Türü: Bildiri / Özet Bildiri
  • Basıldığı Şehir: Denizli
  • Basıldığı Ülke: Türkiye
  • Sayfa Sayıları: ss.1843-1844
  • Dokuz Eylül Üniversitesi Adresli: Evet

Özet

Bilgisayar ve iletişim teknolojileri (BİT), bireyin yaşamında her geçen gün daha fazla yer edinmektedir. Öte yandan BİT kullanımının; teknolojik yoksunluk, teknoloji kullanım becerisi, yaş, cinsiyet vb. açıdan farklılık gösterdiği bilinmektedir. Bu farklılık dijital bölünmüşlük olarak tanımlanmaktadır. Dijital bölünme, BİT kullanım olanaklarının farklı olmasından kaynaklanır. Bütün ülkeler veya bireyler altyapı ve donanım yetersizliği, teknik bilgi ve beceri yetersizliği gibi nedenlerle BİT’i aynı ölçüde kullanma olanaklarına sahip değildirler. Dolayısıyla BİT’i yaygın bir biçimde kullananlar ile kullanamayanlar arasında bir ayrım ortaya çıkmakta olup, bu ayrım dijital bölünme, sayısal uçurum veya dijital eşitsizlik olarak nitelendirilmektedir (Kalaycı, 2013: 146). Dijital Uçurum, BİT’nin dinamikleri dikkate alındığında oldukça önemli bir sorun oluşturmaktadır. Temel sorun, bireylerin bir bilgisayara sahip olup olmaması veya BİT’den eşit fırsatlarda yararlanıp yararlanmaması değil, toplumsal alanda daha derin bir bölünme olasılığının bulunmasıdır. Dijital uçurumu diğer eşitsizliklerden ayıran önemli bir özelliği, bu uçurumun diğer eşitsizliklere göre daha derin ve daha geniş  bir alanı kapsaması  ve mevcut eşitsizlikleri daha fazla  derinleştirebilme yeteneğinin bulunmasıdır (Öztürk, 2005: 112). Eğitim, bir toplumun beklenti ve gereksinimlerini yerine getirmekle ve o toplumun istediği nitelikte insanlar yetiştirmekle sorumludur. Toplumda yaşayan insanların kişiliğine ve geleceğine eğitimle biçim kazandırılmakta; eğitim, bireylere ve bireylerden oluşan toplumlara yön vermektedir. Sosyoloji, insanlar arası ilişkileri inceleyen bilim dalı olarak tanımlanmaktadır (Deveci, 2008: 33). Eğitim, toplumsal değişimlerin hem nedeni hem de sonucudur. Kişinin BİT olanaklarından ne derecede yararlandığı ve bu kültürü ne derecede içselleştirdiği, onun yaşam biçiminin de biçimlenmesine yol açar. Bu da toplumsal hareketliliğe neden olur. Dijital bölünmüşlük, eğitim sosyolojisi ile yakından ilgili bir kavramdır; çünkü eğitim ile toplumsal yapı arasındaki ilişki eğitimin niteliği üzerinde belirleyici olur. Üstelik bu ilişki, aile, ekonomi, hukuk, siyaset gibi toplumun diğer kurumlarını da etkileyerek, bir bütün olarak toplumu biçimlendirir. Türkçe eğitimi ise, anadili eğitimi bağlamında bireyin anlama ve anlatım becerilerini geliştirerek, düşünen duyarlı bireyler yetiştirerek bu kültüre katkı sağlamasını kolaylaştırır. Öte yandan Türkçe öğretimi sürecinde yaşanan birtakım yetersizlikler, BİT’e ulaşmayı, BİT’ten yararlanmayı ve bu kültüre katkı sunmayı sınırlandırmaktadır. Bu sınırlık hem öğrenci hem de öğretmenler tarafından deneyimlenmektedir. Bu olumsuz deneyimler akademik başarısızlıktan toplumsal yalıtılmışlığa kadar uzanan geniş bir yelpazede yeni sorunlara yol açmaktadır. Bu çalışmanın amacı, Türkçe öğretim sürecinde öğretmenlerle öğrenciler arasındaki dijital bölünmüşlüğü ele almak ve dijital bölünmüşlüğün Türkçe öğretim sürecine etkisini ortaya koymaktır. Araştırma, nitel araştırma yöntemlerinden örnek olay incelemesi (durum çalışması) ile desenlenmiştir. Durum çalışması; güncel bir olguyu kendi gerçek yaşam çerçevesi (içeriği) içinde çalışan, olgu ve içinde bulunduğu içerik arasındaki sınırların kesin hatlarıyla belirgin olmadığı ve birden fazla kanıt veya veri kaynağının mevcut olduğu durumlarda kullanılan, görgül bir araştırma yöntemidir (Yin’den aktaran Yıldırım ve Şimşek, 2011: 277). Kolay ulaşılabilir durum örneklemesi ile seçilen araştırmanın katılımcılarını, iki farklı grup oluşturmaktadır. Birinci grubu, teknolojik olanaklara sahip olmayan ortaokul öğrencileri ve teknolojik olanaklara sahip olan Türkçe öğretmeni; ikinci grubu, teknolojik olanaklara sahip ortaokul öğrencileri ve teknoloji kullanım becerisi yeterli olmayan Türkçe öğretmeni oluşturmaktadır. Örnek olay incelemesi, (durum çalışması) ile toplanan veriler doküman, gözlem, görüşme, odak grup görüşmesi ya da bunların ikisinin veya üçünün birlikte kullanılması yoluyla toplanmış olan verilerin hangi yaklaşımla çözümleneceği, araştırmanın amacına ve ve toplanan verilerin derinliğine bağlıdır (Yıldırım ve Şimşek, 2011: 286). Bu araştırmada amaca uygunluğu bakımından, veri toplama tekniği olarak yarı yapılandırılmış görüşme formu, bilgi formu ve odak grup görüşmesi kullanılmıştır. Gerek veri toplama gerekse veri çözümlemesi aşamalarında bilgisayarlar, nitel araştırmacılara önemli katkılar sunmaktadır. Bu araştırmada toplanan verilerin çözümlenmesinde, Nvivo 10 paket programından yararlanılmıştır. Nvivo, nitel verileri çözümlemeye, yönetmeye ve biçimlendirmeye yardım etmektedir. Ayrıca takım araştırmaları için bir birleştirme işlevine sahiptir (Bazeley ve Jackson, 2015). Bu araştırmada, veriler tümevarımcı bit yaklaşımla çözümlenecektir. Bu nedenle verilerden çıkarılan kavramlara göre kodlama, düzenlenme ve tanımlama işlemleri gerçekleştirilecektir. Bu tür araştırmalarda araştırmacı, verileri satır satır okur ve araştırmanın amacı çerçevesinde önemli olan boyutları saptamaya çalışır (Yıldırım ve Şimşek, 2011: 232). Bu aşamada araştırmacı, verilere anlam kazandırmaya, bulgular arasındaki ilişkileri açıklamaya, neden-sonuç ilişkileri kurmaya ve elde edilen sonuçların önemine ilişkin açıklamalar yapmaya çalışacaktır. Bulguların tanımlanması ve yorumlanması süreçlerinden sonra raporlaştırma sürecine geçilecektir. Elde edilen bulguların, Türkçe öğretim süreçlerinin daha iyi yapılandırılmasını sağlaması, Türkçe öğretimindeki akademik başarıyı artırmaya katkı sunması ve güncel toplumsal değişimlerin ışığında eğitim dizgesine yeni bir bakış açısı sunması beklenmektedir.