Çocuklarda Kardiyak Kitlelerin Değerlendirilmesi, 20 Yıllık Tek Merkez Deneyimi


Creative Commons License

Demircan T., Erçan Bozyer H., Önal Y. D., Bardak H., Çeliktepe V., Kır M., ...Daha Fazla

22.ULUSAL PEDİYATRİK KARDİYOLOJİ VE KALP DAMAR CERRAHİSİ KONGRESİ, Antalya, Türkiye, 7 - 10 Mart 2024, ss.567-568, (Özet Bildiri)

  • Yayın Türü: Bildiri / Özet Bildiri
  • Basıldığı Şehir: Antalya
  • Basıldığı Ülke: Türkiye
  • Sayfa Sayıları: ss.567-568
  • Dokuz Eylül Üniversitesi Adresli: Evet

Özet

GİRİŞ-AMAÇ: Kardiyak tümörler, öncelikle kalbin iç zarında, kas tabakasında veya onu çevreleyen perikardda ortaya çıkan benign veya malign karakterli neoplazmlardır. Çocuklardaki kalp tümörlerinin yaklaşık %90’ı beningdir. En sık rabdomyomlar görülür. Hastalığın başlangıcı asemptomatik olabilir veya obstrüktif, aritmik, embolik veya sistemik bulgular verebilir. Klinik bulgular genellikle tümörün boyutuna, lokalizasyonuna ve büyüme hızına bağlıdır. Tanıda kitlenin morfolojisi, lokalizasyonu ve yarattığı obstrüksiyonun değerlendirilmesinde ekokardiyografi büyük role sahiptir. Tanıyı desteklemek için kardiyak manyetik rezonans görüntüleme (MRG) ve bilgisayarlı tomografi (BT) de gerekli görüntüleme teknikleri arasındadır. Bu çalışmanın amacı merkezimizin 20 yıllık kardiyak kitle deneyimini sunmaktır. YÖNTEM: Çalışmamızda 2003-2023 yılları arasında hastanemize başvuran 33 intrakardiyak kitleli pediatrik hastaların özellikleri, tanı, tedavi ve takip sonuçları retrospektif olarak araştırılmıştır. BULGULAR: İntrakardiyak kitleli hastalarda tanı anındaki ortalama yaş 15,2 ay (0-168) ve ortalama takip süresi 65,9 ± 54,7 ay (1-204) idi. % 24’ü fetal dönemde tanı aldı ve 1 tanesinin annesinde tuberoskleroz vardı. % 30’ u yenidoğan döneminde tanı aldı. Tanı anındaki semptomların %24,2’ si üfürüm, %9,1’i siyanoz, %9,1’ i konvülzyon, %6,1’i taşikardi, %6,1’ i solunum sıkıntısı, %3’ ü göğüs ağrısı, %3 ‘ü fetal bradikardi idi. %39,4’ü rutin tarama esnasında tanı aldı. %33,3’ üne ekokardiyografiye ek olarak kardiyak MRG çekildi. %9’ unun histopatolojik tanısı mevcuttu. Kitlelerin %54’ü yalnızca LV içinde, %15’ i LV+RV’ de, %9’ u RV’ de, %9’ u RA’da, %9’u LV+RA’ da, %3’ü LV+RV+RA’ da saptandı. Hastaların %57,6’ sı rabdomyom, %9,1’ i fibrom iken %33,3’ ünün kesin tanısı bilinmiyordu. 19 rabdomyomlu hastanın tamamına tuberoskleroz, 2’ sine supraventriküler taşikardi (SVT), 1’ ine 2:1 Mobitz tip 2 atrioventriküler blok eşlik etmekteydi. Kitle tipi bilinmeyen 11 hastanın 1’ine total anormal venöz dönüş anomalisi, 1’ine immun yetmezlik ve SVT, 1’ine fenilketonüri, 1’ine otizm, 1’ine paroksismal atrial taşikardi eşlik etmekteydi. Opere edilen 3 hastanın, 2’sinin tanısı fibrom, 1’inin tanısı rabdomyomdu. Fibrom tanılı hastalardan 1 tanesi postoperatif 7. Gününde multiorgan yetmezliği nedeniyle ex oldu. Opere edilen kitlelerin tamamı LV içinde yer alıp, obstrüksiyon oluşturmaktaydı. Takipte rabdomyomların % 42’si tamamen yok olurken, %36’ sı stabil kaldı. %5,2’ sinin kitle boyutu artarken %5,2 sinin kitle boyutu azaldı. %10‘ unun sayısı azalırken kitle boyutları stabil kaldı. Fibromların %66,6’ sı opere edilerek total yok olurken, %33,3’ ü operasyonsuz stabil kaldı. Tanısı bilinmeyen kitlelerin %54’ ü stabil kalırken, %36’ sı yok oldu. %9’ unun boyutlarında hafif büyüme oldu. SONUÇ: Çocukluk çağının en sık saptanan kitleleri rabdomyomlardır. Neredeyse tamamına tuberoskleroz eşlik eder. Tanıda çoğunlukla ekokardiyografi ve MRG yeterli olsa da kesin tanı için histopatolojik inceleme gerekir. Antenatal tarama erken tanı koymada çok önemlidir. Obstrüksiyon yaratmadıkça ve ritim bozukluğu olmadıkça hayatı tehdit eder bir durum ortaya çıkmamaktadır. İzlemde bening kitlelerin çoğu ya tamamen yok olur ya da stabil kalır. Çok az bir kısmında kötüleşme görülür. Mortalite oranı çok düşük olup, çoğunlukla postoperatif sorunlar nedeniyle olmaktadır. İzlem süresi nadir de olsa kitle boyut ve sayısında artma olabilmesi nedeniyle oldukça önemlidir. Anahtar Kelimeler: Fibrom, intrakardiyak kitle, rabdomyom. 567