NÖROBLASTOMDA TÜMÖR SUPRESÖR GEN ETKISI: FBXW7 GENININ YENI NESIL SEKANS ANALIZI ILE ARAŞTIRILMASI


Creative Commons License

Erol A., Aktaş T. Ç., Gökbayrak Ö. E., Kızmazoğlu D., Aktaş S., Olgun H. N.

22. Ulusal Pediatrik Kanser Kongresi, Antalya, Türkiye, 8 - 12 Mart 2023, cilt.087, ss.231

  • Yayın Türü: Bildiri / Özet Bildiri
  • Cilt numarası: 087
  • Basıldığı Şehir: Antalya
  • Basıldığı Ülke: Türkiye
  • Sayfa Sayıları: ss.231
  • Dokuz Eylül Üniversitesi Adresli: Evet

Özet

Giriş: Nöroblastom,oldukça heterojen olup,yerleşim yeri,histopatoloji ve biyolojik özellikler açısından değişkenlik göstermektedir.Tümör

supresör genler, hücre büyümesine ve gelişmesine negatif yönde etki ederek proliferasyonu baskılayıcı bir etki göstermektedirler. Birçok

supresör gen; hücre döngüsünü inhibe eder ve hücreyi farklılaşmaya yönlendirir. Böylece apoptoz sürecini tetikleyerek hücrelerin kontrolsüz

çoğalmasını engeller.Tümör supresör genlerde meydana gelen mutasyonlar ile inaktivasyonlar, kanserin patogenezinde önemli bir

süreçtir. FBXW7 geni, 4q31q.3 bölgesinde yer alan bir tumor supresör gendir. FBXW7, Tüm kanserlerin %30 unda genin ifade edilmediği

bilinmektedir.Genin ifadesi, p53 aktivasyonu ardından artar ve sıklıkla çeşitli insan kanserlerinde alelik kayıp gösterir.Meme, kolorektal,

kolon, akciğer kanseri vb kanserler için FBXW7 geni incelenmiş olup literatürde nöroblastom ile ilgili yeterli veri yoktur. Bu çalışmanın

amacı nöroblastomda FBXW7 tümör supresör geninin klinik önemini araştırmaktır.

Gereç-Yöntem: 37 hastada FBXW7 mutasyonlarının tespiti için yapılan sekanslamada; PILLAR™,OncoReveal-Multi-Cancer-V4 kiti kullanılarak

incelenmiştir.Parafin bloklarda tümör dokusundan elde edilen DNA’lar sekanslandıktan sonra biyoinformatik analiz için FASTQ

verileri BAM dataya çevrilip Pivat platformunda değerlendirilmiştir.Tüm verileri yakalamak için hedef bölge okuma derinliği yüksek alınmıştır.

Eksonik olan ve popülasyonun %5’inden daha azında görülen SNV mutasyonlar seçildikten sonra kapsam için manuel olarak kontrol

edilmiştir. Mutasyonların klinik anlamlılığı Clinvar’dan alınmıştır. Elde edilen veriler SPSS 28.0 ile analiz edilmiştir.

Bulgular: Çalışmaya dahil olan 37 hastanın, 16’sı kız, 21’i erkektir. Yaş ortalaması 48±41,1 ay (7-36 ay)’dir. Tüm hastaların 29’u çeşitli

mutasyonlar içerirken, 8 hastada hiçbir mutasyon saptanmadı. En sık saptanan mutasyon, R689Q’dir. Olası patojen mutasyonlar R658Q,

R505C, R505H, R465C ve R479Q’dur. Bu mutasyonlar F-box bölgesindedir. Missense mutasyonlar 26 olguda saptandı. Üç olguda ise çerçeve

kayması mutasyonu olduğu gösterildi. Yapılan istatistiksel analizlerde, mutasyonlar ve cinsiyet, yaş, NMYC amplifikasyonları, 11q

delesyonu ile istatistiksel anlamlılık bulunmamıştır.

Sonuç: Nöroblastomda FBXW7 geninde 37 hasta içeren bu çalışmada çeşitli mutasyonlar saptanmış olup, bu mutasyonların klinik ilişkili

istatistiksel anlamlılığı tespit edilememiştir. Örneklem sayısının arttırılarak tespit edilen mutasyonların ana karsinogenez mekanizmasına

olan etkisi dolayısıyla klinik tabloya yansıması detaylarıyla incelenmelidir.