Periferal globulleri olan displastik melanositik nevusların dermoskopik özellikleri ile histopatolojikdisplazi dereceleri arasındaki ilişkinin değerlendirilmesi


Avcı C., Akın G. N., Lebe B., Şahin M. T., Fetil E.

16. Ege Dermatoloji Günleri, İzmir, Türkiye, 9 - 13 Mayıs 2023, ss.51-52

  • Yayın Türü: Bildiri / Özet Bildiri
  • Basıldığı Şehir: İzmir
  • Basıldığı Ülke: Türkiye
  • Sayfa Sayıları: ss.51-52
  • Dokuz Eylül Üniversitesi Adresli: Evet

Özet

Periferal globulleri olan displastik melanositik nevusların dermoskopik özellikleri ile histopatolojik displazi dereceleri arasındaki ilişkinin değerlendirilmesi Ceylan Avcı1 , Gülfem Akın1 , Banu Lebe2 , Mustafa Turhan Şahin3 , Emel Fetil1 1Dokuz Eylül Üniversitesi, Deri ve Zührevi Hastalıklar Ana Bilim Dalı, İzmir 2Dokuz Eylül Üniversitesi, Tıbbi Patoloji Ana Bilim Dalı, İzmir 3Manisa Celal Bayar Üniversitesi, Deri ve Zührevi Hastalıklar Ana Bilim Dalı, Manisa GİRİŞ: Dermoskopik olarak melanositik nevus çevresinde globuller izlenmesi o nevusun büyüme aşamasında olduğunun bir göstergesidir. Periferal globullerin kaybolması ile nevus stabil hale gelir ve bu aşamada dermoskopik olarak sıklıkla retiküler ya da homojen patern izlenir. Periferal globulleri olan nevuslara (PGN) yaklaşımın hastanın yaşına göre yapılması gerektiği belirtilmiş olup 30 yaş üstü hastalarda melanom spesifik kriterlerin olmadığı durumlarda yakın dermoskopik izlem; 50 yaş üstünde ise eksizyon yapılması önerilmiştir. Bu çalışmada amaç kliniğimizde 18 yaş ve üstü hastalarda eksizyon yapılarak displastik nevus tanısı almış periferal globulleri olan nevusların dermoskopik özellikleri ile histopatolojik displazi dereceleri arasındaki ilişkinin retrospektif olarak değerlendirilmesidir. GEREÇLER VE YÖNTEM: Bu çalışmada Ocak 2014-Ocak 2022 yılları arasında, Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Deri ve Zührevi Hastalıklar ABD Dermoskopi ünitesinde değerlendirilip malignite şüphesi ile histopatolojik olarak incelenmiş ve displastik melanositik nevus tanısı almış olan PGN'ler retrospektif olarak değerlendirilmiştir. Çalışmaya alınacak dermoskopik görüntüler polarize dijital dermoskop (Mole Max HD, Derma Instruments, Vienna, Austria) kullanılarak 30 ya da 40 kat büyütme yapılarak elde edilmiştir. 18 yaş ve üstü hastalardaki PGN'lere ait dermoskopik görüntüler histopatolojik tanılara kör 3 bağımsız araştırmacı tarafından önceden belirlenmiş olan dermoskopik kriterlerin varlığı ya da yokluğu açısından değerlendirilip veri kayıt formuna kayıt edilmiştir. Yaş, cinsiyet, lezyon lokalizasyonu, en geniş lezyon çapını içeren klinik bilgiler ve kişisel melanoma öyküsü de kayıt edilmiştir. Çalışma örneklemi histopatolojik tanılara göre düşük dereceli displazi ve yüksek dereceli displazi olarak iki gruba ayrılmıştır. Araştırma sonunda elde edilen verilerin değerlendirilmesi için “Statistical Package for Social Sciences for Windows 22.0” programı kullanılmıştır. Verilerin analizi tanımlayıcı istatistik ile, farklı gruplardaki frekansların karşılaştırılması ki kare testi yöntemi ile, bağımsız gruplardaki sayısal veriler ise normal dağılımın belirlenmesinden sonra uygun olan istatistiksel yöntem (Student’s t test, Mann Whitney U testi) ile yapılmıştır. Elde edilen verilerde p<0.05 değerleri anlamlı olarak kabul edilecektir SONUÇLAR: Çalışmada, 2018 Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) deri tumorları sınıflama kriterlerine göre, yaş aralığı 18-78 olan (ort: 32±11.3) 49 hastada, 33’ü düşük dereceli displazi ve 26’sı yüksek dereceli displazi gösteren toplam 59 adet PGN değerlendirilmiştir. Yüksek dereceli displazi içeren PGN’li hastaların yaş ortalaması, düşük dereceli displazi içeren hastaların yaş ortalamasından istatistiksel olarak yüksekti (p:0.04). Displastik PGN’lerin hiçbirinde atipik damar yapıları, skar benzeri depigmentasyon yoktu. Düşük ve yüksek dereceli displazi gösteren PGN’ler arasında lezyon çapı, atipik ağ, ışınsal uzantılar, atipik globuller, periferal açık kahverengi yapısız alanlar, eksen asimetrisi, periferal globullerin nevusu çevrelediği alan bulguları açısından anlamlı fark yoktu. İstatistiksel olarak yüksek derece displazi gösteren PGN’lerin, daha fazla sayıda renk içerdiği ve daha fazla oranda düzensiz globulleri olduğu belirlendi (p:0.02, p:0.011). Kırmızı renk de daha çok yüksek derecede displazi gösteren PGN’lerde görülme eğilimindeydi. Çalışmaya alınan hastaların demografik özellikleri ve PGN’lerin dermoskopik özellikleri Tablo 1’de verilmiştir. TARTIŞMA: Displastik nevusların klinik, histopatolojik ve biyolojik olarak benign melanositik nevusler ve melanom arasında olduğu kabul edilmektedir. 2018 DSÖ tarafından yayınlanan mavi kitapta nükleer bulgulara göre yüksek dereceli displastik nevuslere cerrahi eksizyon yapılması önerilmiştir. Literatürde PGN'lere yaklaşımın yaşa ve melanom spesifik bulguların varlığına göre yapılması önerilmesine rağmen displazi derecesine göre bir algoritma bulunmamaktadır. Çalışmamızda yüksek dereceli displazi içeren PGN’lerde daha fazla renk içerdiği ve periferal globullerin ise daha düzensiz şekilli olduğu izlenmiş olup, 30 yaş üstü hastalarda bu bulguları içeren nevuslerin eksizyon açısından değerlendirilmesinin bu nevuslara yaklaşımda faydalı olabileceği düşünülmüştür.

Anahtar Kelimeler: periferal globuller, displastik melanositik nevus, yüksek dereceli displazi, dermoskopi