XXII. TÜRK KLİNİK MİKROBİYOLOJİ VE İNFEKSİYON HASTALIKLARI KONGRESİ (9-12 MART 2022, ANTALYA), Antalya, Türkiye, 9 - 12 Mart 2022, ss.473-474
Giriş ve Amaç Cerrahi kliniklerinde intra-abdominal enfeksiyonlar (İAE), morbidite ve mortalitenin önemli bir nedenidir. Bu enfeksiyonların tedavisinde cerrahi olarak kaynak kontrolünün sağlanması ve uygun antibiyotik kullanımı tedavi başarısını arttırır. Hastanemizde İAE’nin ampirik tedavisinde en sık seftriakson ve metronidazol tedavisi başlanmakta olup, izlemde klinik ve laboratuvar bulgularına göre tedavi revize edilmektedir. Bu çalışmada ampirik seftriakson ve metronidazol kombinasyon tedavisi başlanan hastalarda tedavi yanıtı değerlendirilerek, İAE güncel tedavi verilerine katkı sağlanılması amaçlanmıştır.
Yöntem Pandemi öncesi üç yıllık dönemde bir üniversite hastanesi Genel Cerrahi Servisi’nde antibiyotik tedavisi alan 12332 hasta retrospektif olarak değerlendirildi. İAE tanısıyla başlangıç tedavisinde 24 saatten daha uzun süre seftriakson ve metronidazol kombine tedavisi alan 18 yaş ve üstü hastalar çalışmaya dahil edildi. İAE’ler safra kesesi, biliopankreatik traktus, appendiks, üst gastrointestinal sistem, kolon ve diğer odaklı şeklinde değerlendirildi. Seftriakson ve metronidazol kombine tedavisi alan hastalar; Grup 1; sadece seftriakson ve metronidazol kullanan tedavi değişikliği yapılmayanlar, Grup 2; seftriakson ve metronidazol tedavisi alan ve izlemde tedavi değişikliği yapılanlar olarak iki gruba ayrıldı. Veriler tedavi yeterliliği ve revizyonu açısından SPSS Statistics 22.0 ile analiz edildi.
Bulgular Seftriakson ve metronidazol ile ampirik tedavi başlanan 297 (Grup 1; 243, Grup 2; 54) hasta değerlendirildi. Demografik veriler tablo 1’de sunuldu. Malignite varlığı, son 3 ayda antibiyotik kullanımı ve son 3 ayda cerrahi girişim öyküsü tedavi değişikliği açısından istatistiksel olarak anlamlı (p<0,005) saptandı. Seftriakson ve metronidazol kombinasyon tedavisinin İAE lokalizasyonuna göre değişikliği ve cerrahi girişim uygulanması tablo 2’de gösterildi. Tedavi değişikliği yapılan hastalarda kullanılan antibiyotikler şekil 1’de gösterildi. Seftriakson ve metronidazol tedavisinin yeterli olduğu grup ile tedavi değişikliği yapılan grup laboratuvar verileri açısından karşılaştırıldığında 0. gün ve 48-72. saatlerde lökosit, hemoglobin, albümin ve CRP değerleri benzer saptanırken; grup 1 için 5-7. günde grup 2 için tedaviyi değiştirdiğimiz günde bakılan CRP değerlerinde 5 katlık fark vardı. Grup 2’deki 13 (%24) hastada tedavi revizyonu yapılmasına rağmen kaynak kontrolü sağlanması gerekti, 29 (%53,7) hastada ise kaynak kontrolü sağlanmasına rağmen tedavi değişikliği yapıldı (Tablo 3).
Tartışma ve Sonuç
Ampirik başlanmış olan seftriakson ve metronidazol
tedavisi uygun kaynak kontrolü sağlandığı durumlarda
hastaların %80’inde tedavi revizyonu gerektirmedi
ve başarılı oldu. İAE lokalizasyonuna göre tedavi
değişikliğinin en sık biliopankreatik traktus (%37)
odağında yapıldığı görüldü. Bu lokalizasyonda
kaynak kontrolü sağlamaya yönelik cerrahi ile birlikte
hastaların ¼ ünden fazlasında tedavi değişikliği
yapıldı.