Çocuk Endokrinolojisi Olgu Sunumları 12, Ankara, Türkiye, 2 - 03 Kasım 2024, ss.70, (Özet Bildiri)
Giriş: Graves hastalığında antitiroid ilaçların tehlikeli bir komplikasyonu olan ağır nötropeni sıklığı %0,1-0,5 arasındadır. Çocuk
endokrinolojisi literatüründe nötrofil sayısı 500/uL’nin altında agranülositoz kabul edilirken, çocuk hematolojisi literatüründe
bu sayı 100/uL’nin altıdır. Burada metimazol tedavisi sırasında ağır nötropeni gelişen bir olgunun tedavisi ve takibi
sunulmuştur.
Olgu: 16 yaş 5 aylıkken huzursuzluk, gözlerde belirginleşme yakınmaları getirilen olgunun ailesinde tiroid hastalıkları olduğu
öğrenildi.Muayenesinde nabız 110/dk, kan basıncı 120/60 mmHg, tiromegali ve ekzoftalmus saptandı. Tetkiklerinde, sT3
6,78pg/mL (2,5-3,9), sT4 2,05ng/mL (0,5-1,51), TSH<0,015 mIU/L (0,38-5,33), antiTPO >1300 IU/mL (<60), tiroid stimülan
antikor (TSİ) 3,25 IU/L (0-0,1), ultrasonografide tiroid bezinde diffüz hipertrofi, psödonodüler heterojen parankim,
vaskülaritede artış ile Graves hastalığı tanısı aldı. Sol lob alt polde hiperekoik, düzgün sınırlı, 6,5 mm boyutunda tiroid nodülü
izleme alındı. Tedavi öncesi hemoglobin 14,7 g/dL, lökosit 3830/uL (nötrofil 1700/uL), trombosit 235000/uL, karaciğer
enzimleri normal olan hastaya metimazol 0,3 mg/kg (2*10 mg) ve propranolol 1 mg/kg başlandı. Yakın takip ile 45 günlük bir
sürede propranolol tamamen kesilirken metimazol 1*2,5 mg’a kadar düşüldü. Ötiroid seyreden hastanın, lökosit ve nötrofil
değerleri sırasıyla 2800-4100/uL ve 1100-2400/uL arasında seyretti. On beşinci ayındaki kontrolünde sT3 3,08pg/mL, sT4 0,92
ng/mL, TSH 3,19mIU/L, TSİ 0,69IU/L, hemoglobin 13,4g/dl, lökosit 2100/uL, nötrofil 400/uL, trombosit 216000/uL
saptandı.Eşlik eden enfeksiyon bulgusu yoktu.Hastanın metimazol tedavisi kesildi ve nötropeni önlemleri alındı. Periferik
yaymada atipi izlenmedi. B12 ve folat düzeyleri olağan, direkt Coombs negatif, C3-C4 olağan, immünglobulinler olağandı.
Ayırıcı tanı için ek tetkikler gönderildikten sonra, okula devam ettiği için G-CSF 5ug/kg başlandı. Gün aşırı başlanan G-CSF
uygulamasının 2. ve 4.günlerinde nötrofil değerleri sırası ile 2700/uL ve 4300/uL saptandı ve G-CSF uygulama aralıkları açıldı.
Ancak ardışık kontrollerde derin nötropenin yeniden gelişmesi nedeniyle yapılan kemik iliği aspirasyonu ve biyopsisi
örneklerinde miyeloid seri farklılaşması normaldi, FISH ve sitogenetik inceleme normal bulundu. Bu süreçte anti nükleer
antikor (ANA) 1. ve 2. patern pozitif +++(>=1/1000-<1/3200) saptandı. Anti-ds DNA, anti beta-2 glikoprotein 1 IgG, anti beta-
2 glikoprotein 1 IgM, anti kardiyolipin IgG, anti kardiyolipin IgM olağan, lupus antikoagülanı negatif, ENA panelinde anti CENPB++
saptandı. Lupus kriterlerini karşılamadığı için takip önerildi. Ultrasonografi kontrollerinde nodülün 10,5x11x11mm
boyutuna ulaşması nedeniyle İİAB yapıldı ve benign sitoloji saptandı. Yirmi beşinci ayında, ilaçsız takipteyken son kontrolünde
sT3 3,59pg/mL, sT4 0,74ng/mL, TSH 2,33mIU/L, TSİ 0,46 IU/L idi. Bu süreçte seyrekleşen aralıklarla G-CSF uygulandı, ciddi
enfeksiyon ya da mukozit yaşanmadı. Nötropenisi devam eden hastaya, erişkin romatoloji bölümünce, tanı kriterleri
karşılanmasa da SLE açısından hidroksiklorokin başlandığı öğrenildi.
Sonuç: Tedavi sırasında gelişen ağır nötropeni dirençli olabilir. TSİ’nin pozitif olması her zaman hipertiroidi tablosuna yol
açmayabilir. Graves hastalığında gelişen nötropenin etiyolojisini ayırt etmek güçtür. Graves hastalığı diğer otoimmün
hastalıkların ilk başvuru tablosu şeklinde de ortaya çıkabilir.