III. ULUSLARARASI BİLİM, EĞİTİM, SANAT ve TEKNOLOJİ SEMPOZYUMU, İzmir, Türkiye, 23 - 25 Eylül 2022, ss.114
Bu çalışma 2019 yılında Uğurel tarafından alan yazınına kazandırılan aparatlı matematik
problemlerine yönelik yürütülmüştür. Aparat ağırlıklı olarak veya tamamen problem çözme ve kurma
amacı taşıyan, birden fazla kazanım, konu veya beceri alanı için sıra dışı akıl yürütmeler gerektiren
içerikler geliştirilmesine imkân tanıyan, çevirme, tutma, ölçme, döndürme, taşıma, dizme ve benzeri
fiziksel eylemlerin kolaylıkla gerçekleştirilebildiği somut nesneler olarak tanımlanmaktadır (Uğurel,
2019, s.8). Aparat, manipülatif altında incelense de, temel özellikleri ile matematik eğitiminde kullanılan
manipülatiflerden ayrılmaktadır. Aparatlı matematik problemi ise bir aparat üzerinde kurulan ve
çözümünün verilen aparat kullanılarak yapılabileceği problemlerdir (Uğurel, 2019). Aparatlı matematik
problemleri yeni bir kavram olduğu için kavramla ilgili araştırmalar sınırlı sayıdadır. Çalışmamız bu
konudaki boşluğu doldurmaya katkı yapmayı amaçlayan nitel araştırma paradigmasına uygun bir
araştırmadır. Katılımcılar 2021-2022 eğitim öğretim yılında Ege Bölgesi’ndeki bir devlet üniversitesinde
öğrenim görmekte olan ortaöğretim matematik öğretmen adaylarından oluşmaktadır. Katılımcılar 17’si
kız 8’si erkek toplam 25 öğretmen adayıdır. Araştırma verileri ilk araştırmacı tarafından yürütülen bir
ders kapsamında öğretmen adaylarına yöneltilen “Aparatlı matematik problemi nedir?” sorusuna
verdikleri cevaplardan ve geliştirdikleri iki adet aparatlı matematik problemlerinden oluşmaktadır.
Öğretmen adayları grup halinde çalışmış ve cevaplarını grup olarak vermişlerdir. Toplanan veriler içerik
analizine tabi tutulmuştur. Öğretmen adaylarının yaptıkları tanımlarda en çok aparatlı matematik
problemlerinin yapısına vurgu yaptıkları görülmüştür. Bunu aparatlı matematik problemlerinin
geliştireceği beceriler takip etmiştir. Yapılan hiçbir tanımın Uğurel (2019) tarafından yapılan tanımı tam
olarak karşılamadığı görülmüştür. Geliştirilen problemlere bakıldığında; problemlerin çoğunluğunun
dilinin anlaşılır olduğu, bir kısmının verilen aparatlar kullanılmadan da çözülebildiği, orijinal problem
sayısının az olduğu görülmüştür.