3.Uluslaraarası 19. Ulusal Adli Bilimler Kongresi, Aydın, Türkiye, 3 - 06 Kasım 2022, ss.216-217
2017-2021 Yılları Arasında Dokuz Eylül
Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Tarafından Adli Raporu
Düzenlenen Çocuk İstismarı Olgularının ve Pandemi Dönemi Etkisinin
Değerlendirmesi
Saime Gizem TEZGEL¹, Şeyma Tuğçe ÜNALDI2, Ömer KASIRGA3, Akça Toprak ERGÖNEN3
¹Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi, Adli
Tıp Anabilim Dalı, Konyaaltı/Antalya
2Adli Tıp Kurumu, Bahçelievler/İstanbul
3Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi, Adli Tıp Anabilim Dalı,
Balçova/İzmir
Giriş
ve Amaç:
Dünya Sağlık Örgütü çocuk
istismarını, çocuğun sağlığına, fiziksel ve psikososyal gelişimine zarar veren,
yetişkin veya toplum tarafından uygulanan her türlü fiziksel, duygusal ve
cinsel kötü muamele olarak tanımlamaktadır.
Çalışmamızda Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp
Anabilim Dalında 2017-2021 yıllarında medikolegal değerlendirme raporu
hazırlanan çocuk istismarı olgularının sosyodemografik özellikleri, istismar
türü, istismarı uygulayan, ilk başvuru yeri, istismarın sağlık sonuçları gibi
özellikleri ile pandemi sürecinin etkilerinin ortaya konması amaçlanmıştır.
Yöntem ve Bulgular:
Çalışmanın evrenini, beş
yıllık dönemde adli makamlardan gelen istem üzerine raporu düzenlenen çocuk
istismarı olguları (n:46) oluşturmaktadır. Veriler Windows SPSS 22.0
istatistiksel programında değerlendirilmiştir. Yıllara göre olay türü açısından
bakıldığında; 2017 ve 2018 yıllarında 2 fiziksel, 3 cinsel istismar olmak üzere
5’er olgu, 2019 yılında 8 fiziksel, 2 cinsel istismar olgusu, pandeminin
etkilerinin yoğun yaşandığı 2020 ve 2021 yıllarındaysa 12 fiziksel, 1 cinsel istismar olmak üzere 13’er olgu başvurusu gözlenmiştir.
İstismarı uygulayan kişilerin çoğunlukla çocuğun annesi ya da babası olduğu görülmüştür.
Tartışma ve Sonuç:
Çalışmamızda literatürle örtüşen
şekilde istismarın genelde çocuğa en yakın kişiler tarafından gerçekleştirildiği
gözlenmiştir. Çalışmamızda pandemi sürecinde olgu sayılarının arttığı
görülmüştür. Bu bulgu, kaynaklardaki; çocukların sokağa çıkma yasağı kapsamında
zorunlu olarak evde kalması, pandeminin yarattığı stres, korku, ekonomik
sıkıntıların tüm istismar türleri için risk etkeni olduğu yorumlarını destekler
niteliktedir. Bir yandan da alınan önlemler kapsamında özellikle uzaktan eğitim
sistemine geçilmesi istismarın bildirimini azaltmaktadır. Pandemiden korunmak
için alınan önlemler ve pandeminin olumsuz etkilerine bağlı olarak çocuk
istismarı sıklığının artması ve bildirim sıklığının azalması nedeniyle ikincil
gizli bir pandemi tehlikesi vurgulanmıştır. Olgu sayımızın azlığının
çalışmamızın bir kısıtlılığı olduğu ve daha geniş kapsamlı çalışmalar gerektiği
düşünülmüştür.
Anahtar Kelimeler: Çocuk istismarı,
pandemi, adli tıp