I. Ulusal Siyaset Bilimi Kongresi, İstanbul, Türkiye, 24 - 25 Eylül 2022, ss.44
Freedom House’un “Otoriter Yönetimlerin Küresel
Genişlemesi” başlıklı 2022 raporunda Dünya Özgürlüğü Endeksi, dünya genelinde
üst üste 16 yıldır siyasi haklar ve kişisel özgürlüklerde düşüş yaşandığını
belirtmektedir. 2000’lerin ortasından itibaren gerçekleşen bu “demokratik
gerileme” diğer bir ifade ile demokratik yöntemlerle seçilmiş liderlerin zaman
içerisinde otoriterliğe kayıp, siyasi kurumları bozarak demokrasiyi aşındırması
Çin’in Wuhan kentinde 2019 yılının sonunda ortaya çıkan koronavirüs salgını ile
daha da artmıştır. Dünyada milyonlarca ölüme yol açan bu virus ile mücadele
kapsamında, insan güvenliği çerçevesinde sağlık güvenliği konuları öne
sürülerek çeşitli kapanmalar, sokağa çıkma yasakları ve zorunlu aşılar gibi
gerekli önlemlerin görüntüsü altında demokrasiler de suistimal edilmiştir.
Virüs ile yapılan mücadele görüntüsü altında virus öncesinde de otoriterleşme
eğilimleri olan populist liderler kuvvetler ayrılığı ve haklar ve özgürlükler
gibi demokrasinin önemli ilkelerini ihlal etmeye devam etmişlerdir. Güvenlik
karşısında haklar/özgürlükler konuları gündeme geldiği zaman en demokratik görünen hükümetler dahi vatandaşlarının
güvenliğini ön planda tuttuklarını iddia ederek siyasi haklar ve kişisel
özgürlükleri rahatlıkla ihlal ederken bu durumu tam demokratikleşmemiş hibrit
demokrasilere sahip ülkelerin yönetimlerinin rahatlıkla suistimal edeceğini
öngörmek mümkündür. Bu çalışmanın amacı koronavirüs ile artan bu demokrasi
ihlallerinin genel bir analizi sonrası, bu ihlalleri Viktor Orban yönetimi
altındaki Macaristan örneğinde incelemektir. Macaristan Başbakanı Viktor Orban
koronavirüs salgınınına tepki olarak “salgın olağanüstü hal durumu” ilan edip,
Mart 2020’de Macaristan Parlamentosu’na “Koronavirüse karşı Korunma Yasası”
çıkartmıştır. Bu yasa kapsamında Başbakan Orban hızlı karar alması gerektiğini
bahane ederek Macaristan Parlamento’sunun kendisine süresiz yetkiler tanımasını
sağlamıştır. Salgın ile mücadelede Orban demokratik kurumlar yerine ordunun
yardımına başvurmuştur. Ayrıca halkın “yetki yasası” diye adlandırdığı bir yasa
ile Orban’ın politikalarına karşı çıkan medya, sivil toplum ve muhalefet
düşüncelerin susturulması için yasal bir düzenek hazırlanmıştır. Yetki yasası
hükümetin parlamentodan bağımsız karar almasına ve kanun hükmünde kararname
çıkarmasına izin veren bir yasa olmuştur. Orban, 2020 yılından günümüze kadar
olan dönemde Macar anayasasında yaptığı 10’dan fazla değişikliklerle yargının
bağımsızlığını, azınlık haklarını ve ifade ve toplantı yapma özgürlüklerini
ihlal edecek düzenlemeler yapmıştır.