Türk Mikrobiyoloji Cemiyeti Dergisi, cilt.51, sa.1, ss.33-41, 2021 (Hakemli Dergi)
Amaç: Özellikle son 10 yılda Enterobacterales üyeleri arasında karbapenem direnci artan sıklıkta rapor
edilmeye başlanmıştır. Karbapenemaz üreten izolatların taranması ve saptanması, hem tedavinin doğru
yönlendirilebilmesi hem de yayılımın önüne geçilebilmesi açısından önem taşımaktadır. Çalışmamızda
hastanemiz Mikrobiyoloji laboratuvarına gönderilen örneklerden ardışık olarak soyutlanan karbapenem
dirençli Klebsiella pneumoniae izolatlarının karbapenemaz tipleri ve moleküler epidemiyolojik ilişkilerinin
saptanması amaçlanmıştır.
Yöntem: Temmuz- Eylül 2014 tarihleri arasında Mikrobiyoloji laboratuvarına gönderilen örneklerden soyutlanan
toplam 32 karbapeneme dirençli K. pneumoniae izolatı çalışmaya alındı. İzolatların tür düzeyinde tanımlanması
klasik yöntemlere ek olarak BD Phoenix ID/AST otomatize sistemi ile yapıldı. İzolatların karbapenemaz tipleri
(blaOXA-48, blaNDM, blaIMP, blaKPC, blaVIM ve blaGES) PCR ile araştırıldı. İzolatlar arasındaki klonal ilişki
PFGE ile değerlendirildi.
Bulgular: Onsekiz izolatın yoğun bakım ünitelerinden, dokuz izolatın servislerden ve beş izolatın polikliniklerden
gönderilen örneklerden izole edildikleri görülmüştür. İzolatların tümünde blaOXA48 geni pozitif olarak
saptanmış, diğer karbapenemaz genleri bulunmamıştır. Hastanemizde 32 farklı hastadan üretilen izolatların A-L
olarak adlandırılan 12 farklı PFGE pulsotipine sahip olduğu belirlendi. Bunlar arasında en fazla görülenler B
(n=18) ve bununla yakın ilişkili B1 paterni (n=2) idi. Geriye kalan izolatlar, birbirinden farklı olan 11 tiple temsil
edildi. Salgından sorumlu B pulsotipine sahip ilk izolatın Genel Yoğun Bakım ünitesinden kaynaklanarak yayılım
göstermiş olduğu görüldü.
Sonuç: Karbapeneme dirençli K. pneumoniae izolatlarının hastanede yayılımının gastrointestinal kolonizasyonu
olan hastalardan, hastane personelleri aracılığıyla diğer hastalara izolatların transferi yoluyla gerçekleşmiş
olduğu düşünülmüştür. Bu nedenle aktif sürveyans programları ile kolonizasyonun saptanarak temas izolasyonu
ve etkin enfeksiyon kontrol önlemlerinin uygulanması yoluyla hastanelerde izolatların yayılımı
sınırlandırılabilir
Objective: Carbapenem resistance has been reported with increasing frequency among members of
Enterobacterales, especially in the last 10 years. Screening and detection of carbapenemase-producing isolates
is important in terms of both directing the treatment and preventing its spread. In our study, it was aimed to
determine the carbapenemase types and molecular epidemiological relationships of carbapenem resistant
Klebsiella pneumoniae isolates, which were isolated sequentially from the samples sent to microbiology
laboratory of our hospital.
Method: A total of 32 carbapenem-resistant K. pneumoniae isolates of the samples sent to microbiology
laboratory between July and September 2014, were included in the study. In addition to classical methods,
identification of isolates at species level was made with BD Phoenix ID/AST automated system. Carbapenemase
types (blaOXA-48, blaNDM, blaIMP, blaKPC, blaVIM and blaGES) of the isolates were investigated by PCR. The
clonal relationship between the isolates was assessed with PFGE.
Results: It was noted that 18 isolates were obtained from intensive care units, 9 from inpatient and 5 from
outpatient departments. The blaOXA48 gene was found in all isolates while the other carbapenemase genes
were not found. It was determined that strains were isolated from 32 patients in our hospital had 12 different
PFGE pulsotypes, named as A-L. Among these, the most common ones were B (n=18) and closely related B1
pattern (n=2). The remaining isolates were represented by 11 different types. It was observed that the first
isolate with B pulsotype was responsible for the spread of the outbreak from General Intensive Care Unit.
Conclusion: It has been thought that the spread of carbapenem- resistant K. pneumoniae isolates in the
hospital was probably occurred through the transfer of isolates from patients with gastrointestinal colonization
to other patients through hospital staff. Therefore, the spread of the isolates in hospitals can be limited by
detecting colonization with active surveillance programs and by applying contact isolation and effective
infection control measures.