Subkutan Mastektomi Sonrasında Protez Altı Desmoid Tümör


Özger M., Vayvada H., Geyik A., Çakmak S., Karaca C.

Türk Plastik Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Derneği 41. Ulusal Kurultay, Samsun, Türkiye, 26 - 30 Ekim 2019, ss.179-180

  • Yayın Türü: Bildiri / Tam Metin Bildiri
  • Basıldığı Şehir: Samsun
  • Basıldığı Ülke: Türkiye
  • Sayfa Sayıları: ss.179-180
  • Dokuz Eylül Üniversitesi Adresli: Evet

Özet

Giriş: Desmoid tümörler; yavaş büyüme eğiliminde olan mezenkimal tümörler olarak bilinmesine karşın yüksek lokal rekürrense sahiptirler. Yıllık insidansı milyonda 2-5 arasındadır. Histolojik olarak benign karakterde olmalarına rağmen hayati organ ve dokuları infiltre ederek ölüme yol açabilirler. Tüm neoplazmların %0,03’ünü, yumuşak doku tümörlerinin ise yaklaşık olarak %3’ünü oluştururlar. Gardner sendromu(polipozis koli, osteom, cilt ve yumuşak dokuda mezenşimal tümör), geçirilmiş travma, alınan östrojen tedavisi, gebelik, mastektomi ve abdominal cerrahi risk faktörleridir. Ailevi adenomatozpolipozisli hastalarda desmoid tümör görülme riski 850 kat artmıştır. Bu olgu sunumunda subkutan mastektomi sonrasında protez altında gelişen desmoid tümör olgusunu sunmaktayız. Olgu Sunumu: İki gebelik ve iki doğum öyküsü olan hastaya yapılan meme ultrason tetkikinde BIRADS 4bulgular saptanması üzerine opere edilen ve patolojisi lobüler karsinoma in situ olarak raporlanan hastanın memede multipl kistleri olması nedenli bilateralsubkutanmastektomi ve protezle rekonstrüksiyon yapıldı. Poliklinik takipleriyle izlenen hastanın meme MR incelemesinde sağ meme alt iç kadranda protez altı yerleşimli daha önce bulunmayan kitle saptandı. Bunun üzerine protez ile rekonstrüksiyondan bir ay sonra sağ meme alt iç kadrana ulaşmak için inframammarian sulkus hattında bulunan eski insizyons karımedialindenhorizontalinsizyonla girilerek cilt altı ve kas doku geçildi. Ekartörler yardımıyla protez korunarak interkostal mesafede bulunan sınırları düzensiz kitle eksize edilip diren yerleştirilip tümkatmanlar usulüne uygun olarak sütüre edildi. Postop 3 gün diren ve günlük pansumanla takip edilen hasta diren çekilip taburcu edildi. Patolojisi desmoid tümör olarak raporlandı. Tartışma: Desmoid tümörler; etyolojisinde gebelik, ekzojen östrojen alımı, FAP, travma geçirilmiş abdominal cerrahi, mastektomi gibi faktörlerin rol oynadığı lokal rekürrensi yüksek olan mezenkimal tümörlerdir. Toplumda insidansı kadınlarda daha yüksek olup 3. ve 4.dekatta gözlenir. Özellikle üreme çağındaki kadınlarda sık görülmesi, menopoz sonrası lezyonların gerilemesi, tümör oluşumu ile endojen ve ekzojen seks hormonları arasında ilişki olduğunu düşündürmektedir. Benign olmalarına rağmen lokalinvazyon ve rekürrens oranı yüksektir. Metastaz yaptıklarına dair bilgi yoktur. Ekstremite, boyun, gövde, karın ön duvarı, barsak duvar ve mezenter başta olmak üzere herhangi bir yerde görülebilirler. Göğüs duvarını tutan fibromatozislerekstra abdominal yerleşimli olguların %8-10’unu oluşturur. Klinik belirtiler asemptomatik olmakla birlikte cilt altı kitle, ağrı ülser yakınması da olabilir. Bizim olgumuzda asemptomatik ve rutin meme kanseri taramaları sırasında insidental olarak saptanmıştır. Pektoral bölge yerleşimli ekstraabdominalfibromatozis bu yerleşimde genellikle pektoral kas veya muskuloaponevrotikfasyadan köken alır ve bazen meme dokusunu invaze eder. Mamografilerde yanlış pozitif olarak meme kitlesi görünümü verebilirler. Bizim olgumuzda da mastektomi sonrası görülmüş olması nedenli ilk aşamada nüks meme kanserini düşündürmekteydi; ancak yerleşim itibariyle primer meme tümörü olan alandan uzak olması  ve subkutan mastektomi sonrası ortaya çıkması tanıda ön planda meme kanserinden uzaklaştırdı. Desmoid tümörleri histopatolojik inceleme olmasızın maligniteden ayırt eden bir kriter yoktur. Histolojik olarak hiposellüler, komşu kasları lokalinvaze eden fibröz dokudur.Bu lezyon mamografide spikülerkonturları, ultrasonografide solid iç yapısı ve zaman zaman gözlenen arka duvar akustik gölgesi nedeniyle malign kitleden ayırt edilemeyebilir. Muskuloapönevrotikfasyadan köken alan desmoid tümörler meme dokusunu invaze etsinler veya etmesinler, primer meme dokusundan gelişmiş agresif desmoidlere göre yüksek rekürrens riski taşırlar. Eksizyonelbiyopsi sınırlarının pozitif olması da rekürrens riskini artırıcı önemli bir faktördür. Rekürrens genellikle ilk 3 yıl içinde beklenir. Radyoterapi eklenebilecek bir tedavi yöntemidir. Adjuvanhormonal tedavi lokalrekürrenslerin riskini azaltmaz. Literatürde maligntransformasyon da bir vakada bildirilmiştir. Sonuç: Lokal agresif iyi huylu bir tümör olan desmoid tümörün klinik, mamografik ve ultrasonografik olarak malign meme kitlelerini taklit edebileceği akılda tutulmalıdır. Anahtar Kelimeler: Desmoid tümör, mastektomi, meme rekonstrüksiyonu