Türk Sağlık Mevzuatının Hasta Haklarını Koruyan ve İhlal Eden Unsurlar Açısından İncelenmesi


Güvercin C. H.

7. Uluslararası ve 25. Ulusal Halk Sağlığı Kongresi, Antalya, Türkiye, 14 - 17 Aralık 2023

  • Yayın Türü: Bildiri / Tam Metin Bildiri
  • Basıldığı Şehir: Antalya
  • Basıldığı Ülke: Türkiye
  • Dokuz Eylül Üniversitesi Adresli: Evet

Özet

Giriş ve Amaç: Hasta haklarının kökeni Hipokrat dönemine kadar uzansa da 1970’lerden itibaren gündeme gelmiş, 1980’lerde uluslararası alana taşınmış ve 1990’lı yıllarda ulusal düzenlemelere konu olmuştur. Cumhuriyetin kuruluşundan günümüze, Türk sağlık mevzuatında ilk yasal düzenlemelerle birlikte hasta hakları unsurlarının ortaya çıkması ve olgunlaşma süreci yaşanmıştır. Bir insan hakkı kümesi olan hasta haklarının, sağlık mevzuatında nasıl bir gelişim gösterdiği ve hakların ne ölçüde yer aldığı ya da hangi aykırı unsurların olduğunun incelenmesi, aynı zamanda insan haklarının sağlığa yansımalarını göstermesi açısından da önemlidir. Bu çalışmada sağlık mevzuatında, hasta haklarını gündeme getiren veya koruyan düzenlemeler yanında, hasta haklarını ihlal eden unsurlar da incelenmiştir.

Gereç ve Yöntem: Türk Sağlık mevzuatında 1920 yılında Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığı kuruluş yasasından başlayarak, 1998 yılında Hasta Hakları Yönetmeliği’nin yayınlanmasına kadar olan dönem incelenmiştir. Çalışmada 2002 yılında Roma’da yayınlanan Avrupa Hasta Hakları Şartı’nda yer alan 14 hasta hakkı esas alınmıştır. Bu haklar; önleyici tedbirlerin alınması, sağlık hizmetlerine erişim, bilgi alma, onam, özgür seçim, mahremiyet ve gizlilik, hastanın zamanın saygı, kalite standartlarının sağlanması, güvenlik, yeniliğe erişim, gereksiz acı ve ağrıdan korunma, kişiye özel tedavi, şikâyet etme ve tazminat hakkıdır. Araştırma, Resmî Gazete, Cumhurbaşkanlığı, Sağlık Bakanlığı ve Türk Tabipleri Birliğinin resmî sitesinde yer alan sağlık mevzuatının, hasta hakları unsurları açısından incelenmesiyle gerçekleştirilmiştir.

Bulgular

Çalışmada, son iki anayasa da olmak üzere konuyla ilgili toplam 20 yasal düzenleme bulunmuştur. Sağlık mevzuatı hasta haklarının gelişimi açısından kronolojik açıdan; Erken dönem (1920-1950), Gelişme dönemi (1950-1980) ve Yasalaşma dönemi (1980 sonrası) olmak üzere üç döneme ayrılarak incelenmiştir.

Erken dönemde 4 temel yasa yürürlüğe girmiştir. Bu dönemdeki sağlık mevzuatının genel özellikleri, sağlık hizmetlerinin kamusal bir hizmet olarak planlanması, hizmetlerin çerçevesinin oluşturulması, sağlık çalışanlarının görev tanımları ve temel halk sağlığı sorunlarıyla mücadele olmuştur. Hizmetlerin kurumsallaşma süreci olan bu dönemde sağlık hizmetlerinden yararlanma hakkı yanında, -sınırlı da olsa- tıbbi uygulamalarda onam alınması, özel yaşamın gizliliğinin korunması, hekim seçme gibi hasta hakları unsurları gündeme gelmiştir.

Gelişme döneminde 1961 Anayasası ve 7 yasal düzenleme bulunmuştur. Bu dönem, sağlık meslekleri yasaları ve ilişkili olarak Tıbbi Deontoloji Tüzüğü yayınlanmıştır. Söz konusu düzenlemelerde, sağlık profesyonellerinin görev ve sorumlulukları tanımlanırken, bu görevlerin işaret ettiği pek çok hasta hakkı da ortaya çıkmıştır. Yine bu dönemde sağlık hizmetlerinden yararlanma bir insan hakkı olarak kabul edilmiş ve aydınlatılmış onam çağdaş anlamıyla ilk kez, Organ ve Doku Nakli Hakkındaki Yasada yer almıştır.

Yasalaşma döneminde 1980 Anayasası ve konuyla ilgili 7 yasa incelenmiştir. Bu dönem liberal reformlarla bakanlığın değişen işlevi, sağlık hizmetlerinin reorganizasyonu ve kamusal sağlık hizmetlerinin serbest piyasa açılması anlamında yasal düzenlemeler hayata geçirilmiştir. Bu reformlar sağlık hizmetlerinden yararlanmayı olumsuz etkilediği için, hasta hakları ihlallerine de zemin hazırlamıştır. Yine bu dönemde üreme sağlığı ve ilaç araştırmaları alanlarının düzenlenmesi gibi hasta haklarının öne çıktığı yasalar da yürürlüğe girmiştir. Hasta haklarının sağlık mevzuatındaki tarihsel ve kavramsal gelişiminin en önemli aşaması 1998’de Hasta Hakları Yönetmeliği’nin yayınlanmasıdır. Hasta haklarının dünyadaki gelişimine paralel bir zaman ve içerikte olan yönetmelik önemli hükümler getirmiştir.

İncelenen mevzuattaki 6 yasada, hasta hakları açısından tartışmalı hatta hak ihlaline yol açacak maddeler bulunmuştur.

Sonuç

Türk sağlık mevzuatında hasta hakları unsurları başlangıçta birkaç yasa maddesinde bulunurken, özellikle 1980 sonrası artan bir ivme ile ağırlıklı bir konu haline gelmiştir. Türk Deontoloji Tüzüğü’nden sonra Organ ve Doku Nakli Yasası, Nüfus Planlaması Yasası ve İlaç Araştırmaları Yasası hasta hakları açısından zengin hükümler getirmiştir. Dağınık halde bulunan tüm hasta hakları unsurları Hasta Hakları Yönetmeliği ile bir araya getirilmiş ve özgün bir düzenlemeye kavuşmuştur. En fazla vurgu yapılan hak, en temel hak olan sağlık hizmetlerinden yararlanma hakkı iken, aydınlatılmış onam ilk kez 1920’lerde dillendirilmiş, geçen yüzyılın son çeyreğinden itibaren ağırlıklı bir hak olmuştur. Ancak tüm bu yasal düzenlemelerde, hasta hakları açısından tartışmalı ve özerkliğe saygı, zarar vermemek, dürüstlük ilkeleriyle uyumlu olmayan metinler de yer almaktadır. Bulaşıcı hastalıklarda zorunlu olarak muayene, izolasyon, tedavi ve aşı uygulaması, belli durumlarda hastaya tanısının söylenmemesi, gebeliğin sonlandırılmasında eş izninin istenmesi, hastanın onamı olmadan işlem yapılması gibi hasta hakları ihlaline yol açan maddeler mevzuatta yer almıştır. Tüm bu unsurların çağdaş hasta hakları kavramı ve uluslararası düzenlemeler ışığında mevzuattan ayıklanması gerekmektedir.