AVKAN OĞUZ V. (Yürütücü)
Yükseköğretim Kurumları Destekli Proje, BAP Araştırma Projesi, 2019 - 2022
Amaç: Sitomegalovirus (CMV), primer enfeksiyon sonrası polimorfonükleer hücrelerin çekirdeğinde
yaşam boyunca latent kalan herpesvirus ailesindendir. Son yıllarda yapılan çalışmalarda sadece
bağışıklığı baskılanmış hastalarda değil, bağışıklığı baskılanmamış yoğun bakım ünitesi (YBÜ)
hastalarında da CMV reaktivasyonu olabileceği bildirilmektedir. Çalışmamızın amacı YBÜ’ye yatan CMV
seropozitif, immunsupresyonu olmayan hastalarda CMV reaktivasyonunun sıklığı, risk faktörleri ve
reaktivasyonun mekanik ventilasyon süresi, sağkalım, YBÜ ve hastanede kalış süresi üzerindeki etkisini
değerlendirmektir.
Yöntem: Hastanemiz Dahili Bilimler ve Anestezi YBÜ’lerine yatan hastalar günlük olarak izlendi. Dahil
etme kriterlerini karşılayan hastaların verileri Olgu Rapor/Veri Kayıt Formu kullanılarak kaydedildi.
Hastaların YBÜ’ye yatışının 0.gününde ELISA ile CMV IgG analizi yapıldı. Seropozitif hastalardan 0, 3, 7,
14, 21 ve 28. günlerde alınan plazma örneklerinden polimeraz zincir reaksiyonu (PZR) ile CMV DNA
analizi yapıldı.
Bulgular: Çalışmaya toplam 146 hasta dahil edildi. Hastaların 26’sında (%17,8) CMV reaktivasyonu
gözlendi. Reaktivayonun septik şok hastalarında %31 ile en yüksek; travma ve cerrahi sonrası
hastalarda %11,5 oran ile en düşük olduğu saptandı. CMV reaktivasyonu YBÜ’ye kabulden sonra
ortalama 10 ± 4,72 (3-21) günde görüldü ve bu hastaların YBÜ’ye yatırılmadan önce ortanca hastalık
süresi 3 (0-73) gündü. Çok değişkenli analiz sonucunda sepsis, YBÜ girişinde APACHE II skoru ve YBÜ
öncesi tedavi süresi CMV reaktivayonu açısından bağımsız risk faktörü olarak görüldü. YBÜ yatışı
sonrası bakteriyemi ve fungeminin reaktivasyon grubunda anlamlı düzeyde daha yüksek olduğu
gösterildi (p:0.005). Mortalite, mekanik ventilasyon süresi veya YBÜ'de ve hastanede kalış süresi
değerlendiriliğinde CMV reaktivasyonu olan ve olmayan hastalar arasında anlamlı fark saptanmadı.
2
Sonuç: Bağışıklığı yeterli YBÜ hastalarında CMV reaktivasyon insidansı %17,8 idi. Yapılan çalışmalarda
çok çeşitli risk faktörleri belirtilmiş olsa da reaktivasyon özellikle sepsisin neden olduğu şiddetli hastalığı
olan erişkinlerde tanımlanmıştır. Çalışmamızda da özellikle sepsis ve septik şok tanısı olan grupta
reaktivasyon oranları yüksek saptanmıştır. Reaktivasyon görülen hastalarda YBÜ kaynaklı enfeksiyon
oranlarının arttığı ancak mortalite, YBÜ ve hastanede kalış süresi ve mekanik ventilasyon süresinde
artış olmadığı gösterilmiştir. Sonuçlarımız CMV reaktivasyonunun yalnızca hastalık şiddeti ve
immunsupresyon derecesini gösteren bir belirteç olduğunu öngörebilir. CMV reaktivasyonu gelişmesi
muhtemel hasta gruplarını belirlemek ve reaktivasyonun bu hastalarda klinik etkilerini değerlendirmek
için daha ileri prospektif çalışmalara ihtiyaç vardır.