Memiş M. (Yürütücü)
Diğer Resmi Kurumlarca Desteklenen Proje, 2003 - 2007
Kâdı Abdülcebbâr h. IV./m. X. asırda yaşamış İslâm Kelâmının
önemli şahsiyetlerinden biridir. Kelâm ilminin kurucusu ve en akılcı temsilcisi
olarak kabul edilen Mu‘tezile mezhebinin son büyük önderi olarak kabul edilir.
Aynı zamanda o, bu mezhebin itikâdî görüşlerinin en önemli aktarıcısı
konumundadır.
Bilgi tanımında “sükûn-ı nefs” kavramına vurgu yapan Kâdı’ya
göre, kesin bilginin ayırt edici niteliği bu kavramdan başka bir şey değildir.
İnsan, bu bilgi sayesinde var olan şeylerin gerçekliğine ulaşır. Dolayısıyla, Sofistlerin
kesin bilginin elde edilemeyeceğine dair iddialarının doğru olmadığı kanaatini
ifade eder.
Kadı Abdülcebbâr, bilginin temelde iki ana gruba ayrıldığını
düşünmektedir. Bunlardan ilki, insanda Allah tarafından yaratılan zarurî bilgi,
diğeri ise, düşünme yolu ile elde edilen mükteseb bilgidir. Zarurî bilgiler,
idrak ve haber gibi insan tecrübesinin bir sonucu olarak ortaya çıkabileceği
gibi, herhangi bir sebep olmaksızın Allah tarafından yaratılması da mümkündür.
Mükteseb bilgiler ise, insanın aklını kullanarak kendi başına ürettiği
bilgilerdir. Nazar doğru şekilde gerçekleştirildiği takdirde, kesin bilgi için
bir kaynaktır.
Kâdı Abdülcebbâr, bazılarınca kabul edilen taklit
ve ilham gibi yolların doğru bilginin elde edilmesinde uygun kaynaklar olmadığı
kanaatindedir.