Bir Üniversite Hastanesine Başvuran Zehirlenme Olgularına Uygulanan Ekstrakorporeal Tedavi Yöntemlerinin Değerlendirilmesi


Hocaoğlu Aksay N., Koca P.

Diğer Özel Kurumlarca Desteklenen Proje, 2018 - 2019

  • Proje Türü: Diğer Özel Kurumlarca Desteklenen Proje
  • Başlama Tarihi: Ekim 2018
  • Bitiş Tarihi: Temmuz 2019

Proje Özeti

AMAÇ

Çalışmamızın amacı, 01 Ocak 2011-31 Aralık 2017 tarihleri arasında Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi (DEÜTF) İlaç ve Zehir Danışma Merkezi’ne (ZDM) danışılan ve ekstrakorporeal tedavi yöntemleri uygulanan zehirlenme olgularının değerlendirilmesidir.

YÖNTEM

Kesitsel ve tanımlayıcı nitelikteki araştırmamızda, ekstrakorporeal tedavi yöntemi uygulanan olguların hastaneye başvuru özellikleri, demografik verileri, zehirlenme özellikleri, klinik belirti ve bulguları, uygulanan ekstrakorporeal tedavi ve ekstrakorporeal tedavi dışı yöntemler, izlem ve sonuç verileri değerlendirildi. Olguların klinik belirti ve bulguları Poisoning Severity Score’a göre derecelendirildi. DEÜTF ZDM, Nefroloji Bilim Dalı kayıt formları ve hastane  otomasyon sisteminden elde edilen veriler, SPSS-24 (SPSS INC., Chicago, IL, USA) programına kaydedildi. İstatistiksel analizde Student’ın t-testi, Mann-Whitney U, ki-kare testi, Fisher’s exact test ve lojistik regresyon analiz yöntemleri kullanıldı.

BULGULAR

Çalışmamıza, zehirlenme nedeniyle ekstrakorporeal tedavi yöntemi uygulanan 75 kişi dahil edildi. Genel yaş ortalaması 51.5±19.7 yıl olup, erkek olgular çoğunluktaydı (45, %60.0). Tüm olguların %58.7’si akut, %25.3’ü kronik, %16.0’ı kronik zeminde akut zehirlenme olarak değerlendirildi. Zehirlenmelerin %58.7’si istem dışı iken, %41.3’ü istemli idi. En sık zehirlenme etkenleri sırasıyla metanol (%37.3), lityum (%18.7), karbamazepin (%10.7) ve digoksindi (%6.7). Başvuru sırasında ortalama Glaskow Koma Skoru (GKS) 11.4±4.5 olup, olguların %2.7’sinde (2) hiçbir klinik belirti ve bulgunun olmadığı, %24.0’nda (18) hafif, %26.7’sinde (20) orta, %46.7’sinde (35) ise ağır klinik belirti ve bulguların görüldüğü saptandı. Tüm hastalara uygulanan ekstrakorporeal tedavi yöntemi “hemodiyaliz” olup, olguların yaklaşık üçte birine (%29.3) özgül antidot tedavisi uygulandığı saptandı. Hemodiyaliz uygulama nedeni, olguların %74.7’sinde “maruz kalınan maddenin eliminasyonunun artırılması” iken, %25.3’ünde “renal destek amaçlı” idi. Uygulanan hemodiyaliz ortalama seans sayısı 2.5±2.7 ve ortalama akım süresi 478.1±567.7 dakika idi. Hemodiyaliz sırasında en sık görülen komplikasyon hipotansiyondu. Olguların %26.7’si (20) servise yatırılıp, %73.3’ü (55) ise yoğun bakımda izlenirken, 50 yaş ve üstünde erkeklerin yoğun bakıma yatırılma oranının kadınlara göre anlamlı ölçüde yüksek olduğu saptandı (p<0.05). Olguların 3’ü (%4.0) sekel ile iyileşirken, 21’i (%28.0) öldü.

SONUÇ

Ekstrakorporeal tedavi uygulanan zehirlenme olgularının tümüne destek tedavi ve hemodiyaliz uygulandı. Ayrıca, sağkalım üzerinde etkili faktörler olarak tespit edilen; mekanik ventilasyon ihtiyacı, hastanın 50 yaş ve üzerinde olması, başvuru sırasında GKS’nun 8’in altında olması, hemodiyaliz sırasında hipotansiyon gelişimi, kan pH ve bikarbonat değerlerinin düşük olması önemlidir ve tedavi yönetiminde dikkate alınmalıdır.

 

ANAHTAR KELİMELER

Zehirlenmeler, ekstrakorporeal tedavi, metanol, İlaç ve Zehir Danışma Merkezi