Özkaban F. F. (Yürütücü), Altun T. D., Uzun İ., Hacıalibeyoğlu F., Dokgöz G. D., Birol H., et al.
TÜBİTAK Projesi, 2025 - 2028
Yirminci yüzyıl boyunca koruma uygulamaları tarihsel izlerin ve malzemenin korunması üzerine temellenirken;
kültürel mirasın özgünlüğü tarihsel sürecin izlerinin devamlılığı olarak algılanmıştır. Ancak bu yaklaşım modern
mimarlık mirası açısından değerlendirildiğinde önemli sorunlar ortaya çıkmaktadır. Modern Mimarlık Mirası kavramı,
farklı ülke ve uluslararası örgütlerin kavrama ilişkin tanım ve koruma ölçütlerindeki geniş ve birbirinden farklılaşmış
kriterler sebebiyle bugün hala üzerinde uzlaşılmış genel geçer bir değerleme sistemiyle değerlendirilememektedir.
Türkiye’de yasal koruma mevzuatında Modern Mimarlık Mirası kapsamında bir düzenlemesi bulunmamaktadır.
Yasanın özellikle 20.yy öncesi döneme odaklanması, “kültür varlığı” kavramı yerine, “tarihi eser” kavramını öne
çıkarmakta; algının yapıların eskiliğine yoğunlaşmasına neden olmaktadır. Yerleşen bu anlayış ise yirminci yüzyıl
yapıları için olumsuz bir bakış açısı yaratmakta ve miras olarak kabulünü zorlaştırmaktadır. Bu da özellikle son
dönemde deprem riski çerçevesinde kentsel dönüşüm dinamikleriyle, Cumhuriyet Döneminin gündelik yaşantısını,
mimari karakterini ve yeni gelişen kurumsal tipolojilerini temsil eden pek çok konut, eğitim, sağlık, yönetim, finans,
ulaşım, iletişim yapılarının kaybıyla sonuçlanmaktadır. Dolayısıyla bu dönem yapıları, yasal çerçevenin yetersizliği
nedeniyle bu dönem yapıları rant temelli girişimlere ve uygulamalara karşı savunmasız kalmaktadırlar. Bu anlamda
ulusal ölçekte Cumhuriyet döneminin mimari mirasının belgelenmesi ve koruma ölçütleri ile müdahale kararlarının
ivedilikle belirlenmesi gerekmektedir. Bu çerçevede bu projenin temel motivasyonu, mevcut yasal düzenlemelerin
Cumhuriyet Dönemi mimarlık mirasına yönelik tam bir koruma sağlamadığından hareketle, ülkenin Kalkınma
Planlarında yer alan kültürel miras stratejileriyle de uyumlu olarak, yasal mevzuata buna ilişkin tanım ve kriterlerin
eklenmesi gerekliliğidir. Tüm dünyada modern mimarlık ürünlerinin miras olarak tanımlanması ve korunmasını temel
alan tartışmalar göstermektedir ki; farklı coğrafyalarda, değişen dinamiklerle şekillenen ve bütünde “modern hareket”
olarak tanımlanan pek çok farklı yaklaşımın varlığı söz konusudur. Türkiye gibi merkez dışı ülkelerin modern mimarlık
mirası koruma çalışmalarında, yalnız evrensel koruma değerleri üzerinden yapılan bir değerlendirmenin yetersiz
kaldığı, coğrafya ve kültüre özgü ulusal değerlerin belirlenmesi ve bunların evrensel değerlerle ilişkilendirilmesinin
gerekliliği ortaya çıkmaktadır. Bu nedenle çalışmada, İzmir kentine özgü mimari karakteristiklerin belirlenmesi ve
geliştirilecek koruma değer sisteminin ulusal ve evrensel değerlerle bağının kurulması hedeflenmektedir. Projenin
özgün yanı, modern mimarlık mirası ürünlerini de kapsayan bakış açısına sahip bir koruma değer sistemi
geliştirilmesi, bu değer sistemini kullanarak daha önce bütüncül bir bakış açısıyla ele alınmamış olan İzmir
Cumhuriyet Dönemi Mimarlık Mirası ürünlerine odaklanıp kente özgü karakteristiklerin belirlenmesi ve bu döneme
ilişkin korunması gereken yapıların saptanarak bunlara dair stratejilerin geliştirilmesidir. Kültürel mirasa ilişkin karar
verme süreçlerinde yaşanan problemler, temelde miras değerlerinin etrafında gelişmekte ancak alınan kararların
mevcutta kişisel deneyim ve yorumlamalara bağlı, dolayısıyla subjektif olduğu görülmektedir. Dolayısıyla koruma
kararı üretirken sistematik bir modelin eksikliği olduğunu söylemek mümkündür. Bu çerçevede bu proje çoklu kriterleri
değerlendirme imkanı sunan karar destek sistemleri bağlamında Analitik Hiyerarşi Prosesi (AHP) yöntemini
kullanarak Cumhuriyet Dönemi mimarlık mirası ürünlerini de değerlendirmeye olanak sağlayabilecek bir model
üretmeyi hedeflemektedir. Çalışmada literatürdeki tüm bakış açıları üzerinden koruma değerleri süzülerek,
Özdeğerler ve Atfedilen Değerler olmak üzere iki ana grupta toplanmıştır. Öncelikle Türkiye coğrafyasındaki
Cumhuriyet Dönemi mimarlık mirası kapsamında bir koruma değer sistemi önerilecek; bundan hareketle İzmir
kentindeki dönem ürünlerinin özgün karakteristikleri, öz değerler ve atfedilen değerler bağlamında saptanacak ve
korunmasına ilişkin stratejiler geliştirilecektir. Geliştirilen değer sisteminin hem mevzuata yansıyabilecek bir içerik
barındıracağı, hem de bütündeki modelin, ülkenin farklı kentlerindeki modern mimarlık mirası ürünlerinin
korunmasına altlık olabileceği öngörülmektedir. Bu çerçevede çalışmanın mimari koruma literatürüne önemli bir katkı
vereceği düşünülmektedir.