Öktem İ. M. A. (Yürütücü), TOZDUMAN B.
TÜBİTAK Projesi, 1004 - Mükemmeliyet Merkezi Destek Programı FAZ I, 2023 - 2027
Orthohantavirüsler Hantaviridae ailesine ait RNA
virüslerinden olup, negatif polariteli, zarflı, tek iplikli ve üç segmentten
oluşan genoma sahiptirler. İnsanlar bu virüslerin asıl konakları olmasa da
kemirici ve küçük memelilerden salgılanan viral partiküllerin solunması ya da
teması yoluyla bu virüs tarafından enfekte olabilirler. Orthohantavirüsler
bulundukları coğrafi konuma göre Yeni ve eski Dünya virüsleri olarak ikiye
ayrılır ve Yeni Dünya Orthohantavirüsleri Hantavirüs Pulmoner Sendromuna (HPS)
neden olurken Eski Dünya Orthohantavirüsleri, ağırlıklı olarak Avrupa, Asya ve
Afrika kıtalarında dağılım gösterirler ve insanlarda Renal Sendromlu Kanamalı
Ateşi (RSKA) hastalığının etkenidirler. Asya kıtasında RSKA’nin ağır tipine
sebep olan etken Hantaan orthohantavirus’tür ve bu virüsün mortalite oranı
%15’tir. Orthohantavirüs genomunu oluşturan üç segment küçük (S), orta (M) ve
büyük (L) şeklinde isimlendirilmektedir ve M segmenti glikoprotein öncüllerini
kodlamaktadır. Virüsün hücreye bağlanması ve hücre içerisine aktarılmasında
görev almakta olan Gn ve Gc glikoproteinleri, dört-katlı katlanma simetrisi
gösterir ve her bir glikoproteinden dört adet bulunan başak kompleksleri
halinde virüsün dış yüzeyini oluşturur.
Türkiye’den bildirilen ilk orthohantavirüs pozitiflikleri,
1997 yılında Dokuz Eylül Üniversitesi’nde yapılan serolojik bir çalışmayla
rapor edilmiştir ve bundan sonra 2009 yılında Karadeniz bölgesinde
Orthohantavirüs insan salgını meydana gelmiştir. Bu salgından sonra
Orthohantavirüs çalışmaları Türkiye’de de hız kazanmıştır.
Yaban hayatında
orthohantavirüs yayılımının belirlenmesi, enfeksiyonun takibi, ileride
oluşabilecek salgın bölgelerinin öngörülebilmesi için önem taşımaktadır. Erken
dönem tanı konulması zor olan Orthohantavirüs enfeksiyonlarında etkin bir
antiviral ajan bulunmaması nedeniyle enfeksiyondan korunmak çok önem
taşımaktadır. Orthohantavirüs enfeksiyonlarına karşı piyasada hala etkili bir
aşı bulunmamasından dolayı, Türkiye’de ilk kez izole edilen virüs sekansı
kullanılarak SPyCatcher/SpyTag konjugasyonuyla Gn proteinin dış bölgesi
OMV’lerle dekore edilerek tasarlanacaktır, ileri teknoloji bir aşının önemi gün
yüzüne çıkmaktadır.