Sılaydın M. B. (Yürütücü), Begeç H., Ayhan Selçuk İ.
Yükseköğretim Kurumları Destekli Proje, 2020 - 2021
Kentlerin iklim değişikliğine karşı kırılganlık düzey ve riskleri, coğrafi konum, gelişmişlik düzeyi, farkındalık durumu, altyapı sistemleri gibi pek çok fiziksel, sosyal ve mekansal faktöre göre değişim göstermektedir. Benzer şekilde kent içindeki çeşitli alanların iklim değişikliğinden etkilenme düzeyleri de farklılık göstermektedir. Kentlerde yaşayan yoksul nüfus ve gayri resmi yerleşim bölgeleri (gecekondu alanları) iklim değişikliğine bağlı gelişen tehlikelere karşı daha kırılgandır. Türkiye’de iklim değişikliği, son yıllarda özellikle aşırı yağışlar ve bunun sonucunda oluşan sel ve taşkın felaketleri ile gözlenmekte ve ülkemiz kentlerinin bir gerçeği olan gecekondu alanları da bu durumdan ciddi şekilde etkilenmektedir. Bu noktada, mevcut durumun saptanması ve gelecek politikaların üretilmesi açısından, kentlerimizdeki gecekondu alanlarının iklim değişikliğine karşı kırılganlık düzeylerinin ve nedenlerinin belirlenmesi önemli hale gelmektedir. Ayrıca gecekondu alanlarında yaşayanların iklim değişikliğine karşı kentlerdeki en kırılgan toplulukları oluşturduğu genel kabul görmekte; mekânsal yapılaşma özelliklerinin bu alanlar içindeki kırılganlık düzeylerinin dağılımında farklılık yaratabileceği konusunda literatürde boşluk bulunmaktadır. Bu nedenlerle projede, iklim değişikliğinin etkilerinden biri olan şiddetli yağışlar sonucunda yaşanan taşkın ve sel tehditlerine karşı gecekondu alanlarının kırılganlık durumunun belirlenmesi amaçlanmıştır. Bu amaçla, çalışma alanı olarak seçilen İzmir ili, Konak İlçesi’ne bağlı Lale Mahallesi’nin sel ve taşkın risklerine karşı sosyal, yapısal, mekânsal ve fiziksel kırılganlığı saptanmıştır. Çalışmanın sonuçlarına göre, dereye bitişik ve yakın konumdaki yapı adalarının bulunduğu alan mahallenin en kırılgan bölgesi olarak saptanmıştır. Kırılganlık analizi ile elde edilen bu saptama, mahallede 2021 yılında yaşanan selin etkilediği alan bilgisiyle ve gayri resmi yerleşmelerin iklim değişikliğinin etkilerine açık, hassas bölgelerde konumlanmasına yönelik literatürde sunulan genel bilgiyle tutarlı çıkmıştır. Mahalleyi kırılgan hale getiren en önemli faktör, dere kenarında, taşkın alanı içerisinde yapılaşmış olmasıdır. Fiziksel ve yapısal kırılganlık düzeyleri mahalle genelinde bölgesel olarak benzerlik gösterirken; mekânsal kırılganlık düzeyleri heterojen bir dağılım göstermiştir. Bu heterojen dağılım, ağırlıksız hesaplamada genel kırılganlık dağılımına da yansımıştır. Diğer yandan ağırlıklı hesaplamalarda genel kırılganlık düzeylerinin mahalle içindeki mekânsal dağılımında net bölgesel benzerlikler izlenmiştir. Sonuçlar, gecekondu alanlarının kendi sınırları içinde kırılganlık düzeylerinin değişim gösterdiğini; diğer bir deyişle bölgesel benzerlikler olmakla birlikte bir gecekondu yerleşmesinin tamamının kırılganlık açısından homojen bir yapı sergilemediğini ortaya koymuştur. Bu nedenle sonuçlar kent yoksullarının yaşam alanı olmakla birlikte bu yerleşimlerde yaşayanların hepsinin dezavantajlı olarak değerlendirilemeyeceğini göstermiştir.