Tezin Türü: Yüksek Lisans
Tezin Yürütüldüğü Kurum: Dokuz Eylül Üniversitesi, Tıp Fakültesi, Temel Tıp Bilimleri Bölümü, Türkiye
Tezin Onay Tarihi: 2023
Tezin Dili: Türkçe
Öğrenci: Chiara Nainkwi FENANGI
Danışman: Özlem Gürsoy Doruk
Özet:
Bipolar bozukluk (BB), depresyon ve manik ataklar ile karakterize bir bozukluk
olup tedavisinde lityumun yeri kaçınılmazdır. Lityum akut manide, depresif dönem
tedavilerinde ve idame tedavisinde halen birinci sıra tedavi seçeneği olarak yerini
korumaktadır. BB, küresel nüfusun >%1’ini etkiler ve dünya çapında yaklaşık 45 milyon
insan bipolardan muzdariptir. Lityumun duygudurum bozukluklarını çeşitli mekanizmalar
ile etkilediği gösterilmiş, bu mekanizmaların çoğu günümüze kadar pek çok araştırmanın
konusu olmuştur. Lityumun henüz yeterince araştırılmayan etki mekanizmalarından biri
ise nörosteroidlerle olan ilişkisidir. Son yıllarda olağandışı orijinleri ve farklı
fonksiyonları nedeniyle “nörosteroidler” (NS) olarak isimlendirilen nöroaktif steroidlerin
disregülasyonunun çeşitli psikiyatrik bozuklukların patofizyolojisinde kritik rol oynadığı
sıkça vurgulanmıştır.
Bu çalışmada, lityumun bazı etkilerini, nörosteroidler aracılığı ile gerçekleştirip
gerçekleştirmediğini ortaya koymak için hücre içi NS düzey değişimleri ve NS sentezinde
yer alan hız kısıtlayıcı enzim sitokrom P450 kolesterol side-chain cleavage (P450scc)
enzim aktivitelerinin değerlendirilmesi amaçlanmıştır. Aynı zamanda bu veriler ile
hücrelerin mitokondriyal sentez fonksiyonu hakkında dolaylı bilgiler edinilmesi
hedeflenmiştir.
SH-SY5Y hücrelerine 24, 48 ve 72 saat süre ile 0.5, 1, 2.5, 5, 8, 10, 15 ve 25 mM
Li uygulamasının hücre canlılıkları üzerine etkisi 3-(4,5-dimetil-2-tiyazolil)-2,5-difenil2H-tetrazolyum bromid (MTT) testi kullanılarak ve laktat dehidrogenaz (LDH) enzim
düzeyleri ölçülerek incelendi. Ayrıca belirlenen dozlarda (1 mM ve 25 mM) ve sürelerde
2
(24, 48 saat ve 3 hafta) Li uygulanmış hücrelerde hücre içi NS düzey değişimleri LC/MS
yöntemi ile belirlendi. Mitokondriyal bir enzim olan kolesterolden pregnenolona
dönüşümü katalizleyen, sitokrom P450scc enzim, düzeyleri Enzyme-Linked
ImmunoSorbent Assay (ELİSA) yöntemi kullanılarak belirlendi.
Hücrelere 24, 48 ve 72 saat boyunca Li uygulaması sonucu 0.5-2.5 mM’lık dozlarda
hücre canlılıkları anlamlı düzeyde değişmezken, 10-25 mM Li uygulamasının hücre
canlılığını kontrol grubuna göre azalttığı gösterildi. Li maruziyet süresi arttıkça, 72 saatin
sonunda, hücre canlılığının ~% 40-50 oranında anlamlı azaldığı izlenmiştir. 1 mM Li
uygulamasının sadece %1 FBS içeren hücre kültür ortamı uygulanan gruba (kontrol
grubuna) kıyasla hücre canlılığında her üç zaman diliminde de herhangi bir değişiklik
ortaya çıkarmadığı izlendi. Hatta bu etkinin 3 haftalık kronik uygulama sonrası da devam
ettiği haftalık pasajlama ve hücre sayımı sonuçları ile ortaya kondu. Bunun yanında, 48
saat inkübasyon süresince uygulanan 1, 2.5, 5, 10, 15 ve 25 mM Li’un kontrol grubuna
kıyasla P450scc enzim düzeylerini arttırdığı ve bu artışın doza bağlı olduğu izlense de
istatistiksel olarak bir anlamlılık bulunamadı. Steroid hormon sonuçları
değerlendirildiğinde 24 saat 1 mM Li uygulaması sonucu pregnenolon düzeylerinde
kontrole göre hafif bir artış, 17-OH pregnenolone düzeylerinde azalma, DHEA
düzeylerinde 4 katlık bir artış, buna karşın DHEAS düzeyinde dikkat çekici bir değişiklik
olmadığı gözlendi. Progesteron ve 17-OH progesteron düzeyleri 5-7 kat artmış olup
devamında 11-deoksikortizol ve kortizol düzeyleri de kontrol grubuna göre benzer şekilde
yükselmiştir.11-deoksikortikosteron, kortikosteron ve aldosteron düzeyleri Li uygulaması
ile artış göstermiş. Li uygulama süresi ve dozu arttıkça pregnenolon ve 17-OH
pregnenolon düzeylerinde kontrole göre artış izlendi. 48 saat Li uygulaması
sonucu progesteron ve 17-OH progesteron düzeyleri azalırken bu azalmanın doz ile ters
orantılı olduğu da ortaya kondu.
Tez çalışmasının tüm sonuçları değerlendirildiğinde; Li’un NS’lerin seviyelerini ve
sentezde görevli hız kısıtlayıcı enzim sitokrom P450scc değiştirdiği oldukça açıktır.
Çalışmamız; nöropsikiyatrik hastalıkların patogenezinde önemli yeri olan nörosteroidler
ile lityum arasındaki bağlantıyı mitokondrial fonksiyon artışı ile açıklamaya çalışan
3
önemli bir çalışma olup, Li’un terapötik etkisinin nörosteroidler ile bağlantılı olduğunu
gösteren önemli in vitro veriler ortaya koymaktadır. Li ve nöronal steroid yapılı
hormonların ilişkisi nöropsikiyatrik semptomların önlenmesi ve psikiyatrik bozuklukların
oluşum mekanizmalarının anlaşılmasında önemli ipuçları oluşturacaktır