Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Dergisi, vol.44, no.1, pp.255-259, 2019 (Peer-Reviewed Journal)
Axillary web syndrome (AWS) is a clinical syndrome that
usually seen after surgical intervention to axillary region.
Fibrosis surrounded sclerotic vein and lymphatic tissue
(cording), can extends from axilla to arm and hand. AWS
can limit off shoulder range of motion (ROM) and can be
the cause of shoulder pain. In the case we share, it is
noteworthy that any predisposing factor does not exist.
41-year-old male patient was admitted our outpatient clinic
with pain and feeling of tension on the right axilla which
started 2 weeks ago during the daily activities. On the
physical examination there was a subcutaneous cord that
was visible from the right axillary region to the middle of
the right arm. His right shoulder movements were limited
and painful. The patient was prescribed oral nonsteroidal
antiinflammatory drug (NSAID), electrotherapy program
and shoulder stretching/strengthening exercises. After 2
months, on the re-examination, his right shoulder ROM
was painless and in normal range; the subcutaneous
cording had completely recovered. Clinicians should
consider AWS, in differential diagnosis in patients with
axillary region/shoulder pain and shoulder ROM
limitation. These patients may benefit from appropriate
combination therapies that include physical therapy
modalities and NSAIDs.
Aksiller web sendromu (AWS), genellikle aksiller bölgeye
yapılan girişim sonrası görülür. Fibrozis ile çevrelenmiş
skleroze ven ve lenfatik dokular (kording) aksilladan
başlayıp, kola ve ele kadar uzanabilir. Omuz eklem hareket
açıklığını (EHA) kısıtlayan ve ağrıya sebep olabilen klinik
bir durumdur. Paylaşacağımız olguda ise mevcut bir
predispozan faktörün olmayışı dikkat çekicidir. İki hafta
önce günlük aktivite sırasında sağ koltuk altında gerginlik
ve ağrı hisseden 41 yaşında erkek hasta polikliniğimize
başvurdu. Muayenesinde sağ aksiller bölgeden başlayıp sağ
kol ortasına kadar uzanan gözle görülebilen düzeyde cilt
altı kord görünümü mevcuttu. Sağ omuz hareketleri kısıtlı
ve ağrılıydı. Hastaya oral non-steroidal antiinflamatuar ilaç
(NSAİİ), elektroterapi programı ve omuz
germe/güçlendirme egzersizleri reçete edildi. Hastanın 2 ay
sonraki kontrol muayenesinde omuz EHA ağrısız, tam
açıktı ve cilt altındaki kord bulgusu tamamen düzelmişti.
Klinisyenlerin aksiller bölgede ve omuzda ağrı, omuz
EHA’da kısıtlılık olan hastalarda AWS’i ayırıcı tanıda
düşünmesi gerekmektedir. Bu hastalar uygun fizik tedavi
modaliteleri ve NSAİİ’ın kombine kullanıldığı tedavilerden
fayda görebilmektedir.