INTERNATIONAL JOURNAL OF LANGUAGES' EDUCATION AND TEACHING, vol.10, no.4, pp.253-266, 2022 (Peer-Reviewed Journal)
Dil yapılarının beklenirlik-beklenmezlik düzeylerine göre kullanılmasını odağına alan belirtililik kavramı temelinde, bir dil yapısının yüksek kullanılma sıklığı o yapının beklenirliği yani belirtili olmasıyla ilişkiliyken, yeni bir yapının ortaya çıkması beklenmezliğine yani belirtisiz olmasına gönderimde bulunmaktadır. Dillerde belirtili biçimlerin yerine belirtisiz biçimin yeğlenmesi de belirtililik kayması olgusu çerçevesinde incelenmektedir. Bu çalışmada Türkçenin sözcüksel düzleminde belirtililik kayması olgusu, belirtisizleşme sürecinde olduğu savunulan ‘çok’ belirtili belirtecinin yerine yeğlenme eğilimi gösteren yeni belirtili biçim(ler)in olup olmadığını niceliksel gerçek dil verileri üzerinden saptamak amacıyla gerçekleştirilmiştir. Derlem temelli yöntemle TUDv3.0’dan elde edilen veriler doğrultusunda yapılan incelemede Türkçede sıklığı en yüksek ilk 10 sıfatın ‘çok’ belirtecinin dilbilgisel konumuna koşut konumundaki ‘müthiş’, ‘dehşet’, ‘harika’, ‘inanılmaz’, ‘fevkalade’, ‘muhteşem’ ve ‘mükemmel’ dilsel birimleriyle kodlandıkları dil verileri temel alınmış, bu veriler ölçümlenerek karşılaştırılmıştır. Türkçede, nicelik, değer, güç, derece, aşırılık anlamlarını/işlevlerini kodlayan ‘çok belirteci’ krş. ‘diğer biçimler’ tartışmasında olası belirtili bir biçimin belirlenmesinin ancak Olası Belirtili Biçim + Sıfat dizilimin gözetilmesiyle mümkün olduğu; çünkü beklenirlik düzeyi düşük olan dilsel yapıların, kendilerinden sonra kodlanan sıfatların ne olduğuna göre yeğlenme eğilimlerinde farklılık gösterdiği bulgulanmış, bilişsel olarak yıpranmayla açıklanabilecek bir belirtisizleşme sürecinden söz edebilmenin olası koşulları tartışılmıştır. Buna göre her ne kadar ‘çok’ belirteci belirtililik kayması sürecine girmeye başlamış gibi görünse de ilgili belirtecin yerini tamamen diğer olası belirtili biçimlere bırakmadığı, bunun da hem olası biçimlerin ‘çok’ belirtecinin gönderimde bulunduğu kavram/(ları) karşılama düzeyine erişememesiyle hem de ‘çok’ belirtecinin yerini bırakma koşulunun nitelediği sıfata bağımlı olmasıyla ilişkili olduğu sonucuna ulaşılmıştır.