Gazi Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi, vol.2017, no.2017, pp.255-274, 2017 (Peer-Reviewed Journal)
Ekonomi politikalarının liberalleşme süreci 21. yüzyılda ivme kazanmıştır. Bu dönemin belirgin
özelliklerinden biri; devletlerin nüfuz alanlarını ve rekabet güçlerini artırmak adına ticareti, bir dış
politika aracı haline dönüştürmüş olmalarıdır. Türkiye bu dönemde bölgesel güç olma hedefi
çerçevesinde; ticaret politikasını büyüme, kalkınma, güvenlik ve uluslararası nüfuzunu artırmak için
öncelikli dış politika aracı olarak kurgulamıştır. Bu siyasi yönelimin bir yansıması olarak Adalet ve
Kalkınma Partisi Hükümetleri ticareti; hem çok boyutlu ve çok merkezli yeni bir dış politika yaratmanın
hem de yükselen muhafazakâr grupların taleplerini karşılamanın aracı olarak görmüştür. Bu makalede,
ticaret politikasındaki bu değişimlerin arkasındaki nedenler dört hipotez çerçevesinde analiz
edilmektedir. Türkiye’nin 2002-2012 döneminde değişen dış ticaret politikasının; (I) Avrupa Birliği’ne
karşı Gümrük Birliği’nden kaynaklanan yükümlülükleri, (II) bölgesel güç olma hedefli dış politikasının
yumuşak güç odaklı yeni stratejisi, (III) yükselen muhafazakâr gruplar ve (IV) uluslararası sistem
kaynaklı kısıtlamaların ve fırsatların etkisiyle şekillendiği iddia edilmektedir.